İSTİKLAL MARŞI VE MEHMET AKİF  

98 yıl önce bugün daha Kurtuluş Savaşı kazanılmamıştı. Top sesleri Ankara´nın, Polatlı´nın her yerinden duyuluyordu. Yunanlılar her tarafı bombalıyordu. Büyük Millet Meclisindeki çoğu milletvekili çoluğunu çocuğunu Kayseri´ye gönderirken Akif: ? Benim öldüğüm yerde çocuğumda ölsün!? diyerek Tacettin Dergâhında kendisiyle birlikte misafir olan oğlu Emin´i yanında tutuyordu. Akif bu milletin Asımlarına güveniyordu. Asımın nesli, hiçbir zaman Akif´i ve bizi - Çanakkale Savaşlarında da, Kut´ül-Amare´de, Kurtuluş Savaşında? ve 15 Temmuzda- darda, zorda, yolda bırakmadı. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı´nı Kurtuluş Savaşı kazanılmadan yazdı. Milli mutabakat metni olan İstiklalimizin ve İstikbalimizin Marşı, 98 yıl önce bugün TBMM´de ayakta defalarca okunduktan sonra İstiklal Marşımız olarak kabul edildi. Milli Mücadeleye İstanbul´dan davet edilen tek yazar, sanatkâr, şair ve muharrirdir. Akif, milletin gür sesi ve milli mücadelenin manevi komutanıdır. İstiklal marşı incelendiğinde bu milletin inanç ve karakter kodları ortaya çıkar: Bayrak, Ezan, hilal, helal, hürriyet, istiklal, millet, iman, vatan, şehit, cennet, Hüda, mabet, secde, şehadet? Bu değerler bu toprakları vatan yapmış, yurt kılmıştır. Bu kavramlar bize bir ölüm kalım savaşı veren Türk Milletinin nasıl bir inanç ve karaktere sahip olduğunu gösterir. Milli ve dini değerlerin tamamının içinde vurgulandığı İstiklal Marşı aynı zamanda milletimizi tanıtan kimlik belgesidir.  ?Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.?
Akif, Anadolu insanının düşmana göğsünü siper edeceğine inanıyor, millete güveniyor, ?Korkma!? diye haykırıyor. O da biliyor bu aziz milletin kodlarında korku yok, bu millet kanayan bir yara görünce Alparslan olur, çiğnenen bir toprak görünce Selahattin Eyyubi olur, bayrağa uzanan el görününce Ulubatlı Hasan, kaybolan bir vatan görünce Mustafa Kemal olur. Tarihe destan, korkusuz aslan olur.   Akif ümidin kaynağıdır. Onun eserlerinde korku ve ümitsizliğe yer yoktur. Her şiirinde ümit aşılayan Akif, Kurtuluş Savaşının en hararetli günlerinde İstiklalimizin marşını yazmıştır. O, sarsılmaz iman, bükülmez bilek, inleyen bir yürek sahibidir. O milletine esareti de ümitsizliği yakıştırmaz. Bu millet mesajı tam ve doğru algıladı ve öyle de oldu. Akif´in sesine ses verdi. Milletimiz, azmi ve özgürlük aşkıyla ezelden beridir hür yaşadığını ve ebediyen hür yaşayacağını yedi düvele gösterdi. Medeniyeti yüzlerindeki vahşeti örtmek için bir maske gibi kullanan dönemin süper güçlerine en güzel cevabı çelikleşmiş iradesi ve iman dolu göğsüyle ordumuz vermiştir. Akif de bu inanç ve güvenle İstiklal Marşımızı kahraman ordumuza ithaf etmiştir. Ama biz biliyorduk ki savaş meydanlarında kazanılan zaferler diğer alanlardaki çalışmalarla taçlandırılmadıkça eksik kalacaktır. Bu hususta bizlere, özellikle siz gençlere büyük görevler düşmektedir. Sizler bizim aydınlık yarınlarımızsınız. Tarihten aldığınız güçle yarınların güçlü Türkiye´sinin mimarı sizler olacaksınız. Sizler birliğimizin ve dirliğimizin birer sembolüsünüz.  Mehmet Akif sadece İstiklal marşının yazarı değildir. O milli mücadeleyi kürsü kürsü anlatan, halkı Milli Mücadeleye topyekûn destek vermeye davet eden sestir. O bize doğru sözlü olmayı, ahde vefa göstermeyi, sözünde durmayı öğreten en güzel karakter abidesidir. Mehmet Akif bir ufuk insanıydı ve gerçek bir vatanperverdir. İstiklal Marşı için verilen 500 liralık ödülü ihtiyacı olmasına rağmen kabul etmemiş; bu parayı kimsesiz çocuklara ve kadınlara meslek öğreten bir hayır vakfına ve şehit ailelerine bağışlayan kadirşinastır.  Sevgili gençler! Bütün bu anlattıklarımı mutlaka daha önceden de duymuş ya da okumuşunuzdur, bunlar birçoğunuzun ruhunda derin akisler uyandırmıştır. Bizler şu anı yaşayanlar olarak geçmişin mirasını ve geleceğin emanetini taşıyoruz. Geçmişte yaşayanlar şanlı ceddimiz, bize bu güzel vatanı miras bıraktı. Bizler de gelecek nesillere bu kutsal emaneti en iyi şekilde korumalıyız. Unutmayınız ki omuzlarınızda geleceğin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğu taşımak öyle kolay değildir. Çalışmak ister, inanç ister, fedakârlık ister. Bizden sonra gelecek nesillere güçlü ve müreffeh bir ülke bırakmak için çok çalışmalıyız. Sözlerimi Akif´in ebedi istirahatgahına gitmeden birkaç gün önce bir gazeteciye ifade ettiği şu sözle bitirmek istiyorum:  ?Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.? Akif´e Yüce Allah´tan rahmet diliyorum. Aziz ruhu şad, mekânı cennet olsun.