Yunanistan, "Dünya Siyaset"e çok lazım olan bir ülkedir. Varlığını da ancak bu şekilde sürdürebilir. “Dünya Ekonomi” kavramına bir aşinalığınız vardır ve aslında bu kavram “Dünya Siyaset”i de çoğunlukla tazammun eder. Dünya siyasetini yürütenler, “Dünya Ekonomi”nin garantisidirler. Böyle bir garantiyi vermemek, gerçek anlamda bağımsızlığı gerektirir.
Akdeniz, Türk gölü olduğu zamanlardaki ticarî konumunu kaybetmiş olsa da siyasi konumu eskisinden daha önemlidir. Burada bağımsızlık ifade edecek bir güç, “Dünya Ekonomi” için de büyük tehlike olarak görülür. Türkiye’nin tam denetlenebilir güç olduğundan emin olsalar, müdahale etmezler ve Yunanistan da atılan topa kafa çıkmaz.Bir zamanlar “Demokrasi-Faşizm Matriksi” künyeli bir yazı yazmıştım, Amerikan büyükelçiliğinin ve bir albayımızın dikkatini çekmişti. Sonra bu yazıyı hatırlatmama şanlı gazetelerimizin kalemşorları müsaadeetmediler. Tersine, iktidardan nemalanmalarına mani olur diye açık husumet gösterdiler. Hakkını yemeyelim, şu an televizyonların en saldırganı bir cahil, o fikri alıp yamulttu ve kitap yazdı. Kimse gıkını bile çıkarmadı; şebeke sistemi öyle gerektiriyor. 
Bahsettiğim matrix en çok da Türkiye ile ilgilidir. Yunanistan matrixin Akdeniz’le ilgili bir parçasıdır. Matematik olarak Yunanistan’ın Türkiye’ye rakip olması mümkün değildir. Buna rağmen Akdeniz’i gergin tutmak için ihtiyaç vardır. Gergin olmayan tele kuşlar konmaz; tel gergin olacak ki kuşlar konabilsin. Buradan ekonomik olmasa da siyaseten faydalananların listesi uzun sürer ama “Dünya Siyaset”in patronlarının tarassutu hepsinin üzerindedir.
“Mavi Vatan” kavramı elbette çok önemli, tek dalgasından bile taviz verilmemelidir. Ancak,reel millî çıkarla, birlerinin işletmeciliğinin sürdürülmesi için yapılanlar, kesinlikle ayırt edilmeli, en azından titiz davranılmalıdır. Başka pazarlıklara imkan açmak için yeni bir matrixe ve Yunanistan’a ihtiyaç hissedilmiştir. Son günlerin olayları ve toplam manzara tam da böyle bir şeye işaret ediyor. Yunanistan'ın eski Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias, “Neyi imzalayacağını bilmeden Kahire'ye gittiğini Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın kendisinden öğrendim. Sanırım ne imzaladığını anlamadı. Soru farklı, Başbakan Miçotakis, Dendias'ın ne yapacağını biliyor muydu? Öyleyse, neden ona söylemedi? Değilse, o zaman tüm hükümet anlaşmadan haberi yok muydu?" diye soruyor. Eski başbakan Çipras da aynı şeyi söylüyor. Anlıyoruz ki, gerçekten bu anlaşmanın işlevi, Yunanistan’a siyaseten bir rol vermektir. Ardında bir ABD deniz filosu Atina’ya demir atıyor. Bence böyle olması ciddiyet rolünün(!) icabıdır.ABD’nin matematiğinin kuvvetli olduğundan eminim.
Hareketliliğin varacağı noktayı merak ve daha çok da umutla bekliyorum.