Huysuzluk Huysuz bir şairim gece yarısı Gündüz bir oyun bozucu Hepinizin öğrencisiyim işte Doğru ne çok şey öğrettiniz bana Esir Irmak Şehirleri akraba kılan tarihi olsa da Fark eder mi ırmağın nereye aktığı Sabitlenmiştir iklimi Denizi hayal eden ırmak çocukları Sonbaharda getirir buralara kışı İşte o yüzden Yaz ırmağı sessiz kılar; denizi coşkulu İşte o yüzden Tıpkı gözümüz gibi Irmağımızda Deniziniz esiri Terkediş Sabah yük olursa akşam terkedersin şehri Kim bilir acil çıkış kapısı da vardır Bu arada; dilsiz ressam söz verdi terketmeyecek şehri Kuş resimleri yapacak bundan sonra Terkedişinle acemi şair, usta olacak Şehrin mezarlığı küçülecek Sessizce terket şehrini Yoksa büyümeyeceğine inanan o küçük çocuk Büyüyeceğine inanacak Sessizce terket bu şehri Kavga ettiğin herkes senin için ağlayacak Sessizliğin Çırağı Neden hiç ustam olmadı Bu gürültülü kalp dokunuşlarında Güzlerin sonunda kaybettim kendimi Az konuşan bir gemicinin Terkettiği gemisine yazdığı sözün ardına sakladım Hayalet yolculuklarımı Oğlunun ustalığıyla öğünemeyen bir anne öğretti Susuzluk vaktinde burçlar terapisinin işe yaramadığını Sessizliğin dokunduğu uzun senetli aşkları anlatan yazarım artık İşte o yüzden Sessizliğin çırağıyım artık Bilge İşte işaret ettiğin yaşa geldim Sabırsızım Cüceler şehrinde hayaletleri kovalayarak geldim bu yaşa Sabırsızım işte Çok oldu, baygın fikirleri iyileştirmekten vazgeçeli Silahtan korkan savaşçıların arasında körledim sevgiyi Dünyaya dayanıklı evler üreten mimarların evleri yıkılırken Bir tek dilencilerin değişmediği gördüm Şairleri yok saydım bunca zaman, kılavuzluk ettim çaresizlere Sabırsızım işte Serin bir yer arıyorum İşaret ettiğin yaşa geldim Bilgelik için aşındırdığım vakitlerden sonra Bilgeliğinin yaşındayım işte Sabırsızım işte Bilgede olsam incineceğim Ne de olsa çok incinenler öğretti bilgeliği * Şiirler yazara ait olup; ilk kez burada yayınlanmıştır.