Owen Barfield, Anlamın Yeniden Keşfi  adlı kitabında, kanıtlanabilen bilimsel hakikat ile hissedilen mistik sezginin hakikati olmak üzere iki tür hakikatten bahseder. Berfiel’in bilimin hakikatleriyle bağdaşmayan hissi hakikat için sarf ettiği “Kalbin, aklın bilmediği kendi gerçekleri vardır.” sözü ise tarih boyunca gizemini koruyan yapıları anlamaya çalışırken ya da bir büyünün ortasında kaldığımızda yaşadığımız suskunluğun ta kendisi değil midir?  Melike Turan Melik ve Ahmet Şah’ın baniliğinde inşa edilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’da akılla izah edemediğimiz unsurlarıyla ya da saklı hakikatleriyle yaşayan bir yapı değil midir? Öyle ki, kozmolojik düşüncesiyle öne çıkan yapının taçkapı ve strüktüründeki ayrıntılar, sanat ve mimarlık bağlamında ne kadar üstün bir ustalıkla ele alındığının işaretedir ki, Hürremşah ve ekibinin marifetleri şüphe götürmez… Yapının kozmik gücü her ne kadar bütünsel bir forma işaret etse de; formun teknik içeriği hala bir çok sorular barındırmaktadır... Bu sorulardan biri de Darüşşifa taçkapısı’ndaki pencereyi ikiye bölen sütunun anlamsal üretimi üzerinedir.  Benzer örnekleri neredeyse yok denecek kadar az olan pratik üzerine getirilen birkaç yoruma geçmeden pencere ve sütunla ilgili kısaca bilgi verelim. Sütunla ikiye bölünen ve etrafı bombeli bir profil ile sınırlandırılan pencere, kitabenin üzerinde ve alınlığın altındadır. Sekiz yüzlü sütun ve dip kısmına yerleştirilen iri palmet yapraklarıyla kompoze olan hayat ağacı, taşıntılı olarak pencere tabanına bağlanmaktadır. Özenli işçiliğiyle dikkat çeken ve benzer örneklerle kıyaslandığında büyüklüğüyle dikkat çeken buradaki hayat ağacının, kaidenin her iki yanından gerideki pencere sövelerine doğru uzanan bükülü yapraklardan sağdaki, dikey bir çatlak nedeniyle kırılmıştır. Sekiz yüzeyi oygulu tırazlarla işli sütun gövdesi sırasıyla bir sıra nebat bir sıra geometrik motifler ve eşkenar dörtgenlerle stilize edilmiştir. Üst kısmında ise ortalarında da nebat motifleri bulunan çerçeveli yüzeylere bölünmüştür. Sütun, üzerinde Mühr-i Süleyman (Altı Köşeli Yıldız) motifleri işli oval bir başlığıyla yukarıda da alınlık altındaki silmeye ve pencere atkısına bağlanır. Bu arada, sütun, başlık ve kaide milleri arasında dönebildiği için hem yerel söylencede hem de bazı kaynaklarda “denge sütunu” olarak adlandırılmaktadır. Darüşşifa gibi Cami kapısında (Batı kapısı) da iki adet denge sütunun yer aldığı bilinmekte olup, tıpkı Kayseri Develi Ulu Camii, Amasya Beyazıt Camii, Manisa Muradiye Camii, Kırşehir Cacabey Medresesi, Diyarbakır Ulu Camii, Bursa Yeşil Camii vb. örneklerde olduğu gibi, sütunun el dokunuşuyla döndüğü, bu devingenliğinse yapıda herhangi bir yapısal bozulma olmadığının kanıtı sayıldığı yönündedir. Bu teknik değerlendirmeden sonra, gelelim pencere ve sütun üzerine getirilen yorumlara. Şifahane taçkapısını dev bir silme takımı olarak heykel gibi şekillenmiş bir pilastr olarak yorumlayan Doğan Kuban, Divriği Mucizesi adlı eserinde, kapının üzerindeki pencerenin boyutları itibariyle başka bir taçkapı’da görülmediğinin altını çizerek, kaidesi duvardan bir çıkma yapan sütunun strüktürel işlevinin olmadığını ileri sürer. Pencereyi ayıran abartmalı süslü sütunun sanatçı için bir gösteri niteliği taşıdığını ve tamamen sanatçının marifetini sergilediği dekoratif bir öge olarak yorumlar ki, bölünen pencere için çift pencere ifadesini tercih eder. İkiye ayrılmış pencere motifinin kökeni hakkında da görüş bildiren Kuban’a göre bu uygulama bir sütunla bölünen pencere motifi, İslam öncesi Orta Asya mimarisinde kullanılan bir motiftir. Öyle ki, bu motif, 6.yy. Sasani döneminde Semarkant Müzesi’nde; Ovannavank’taki Yuhanna Manastırı taçkapısında da Divriği’dekine benzer şekilde uygulanmış olup, Kuban, yabancı ustalar elinde yerel sözlüğün ya da yerel ustalar elinde yabancı sözlüğün transformasyonu olarak yorumladığı taçkapı’daki öznel uygulamaların asıl kaynağını ise Kafkas taş mimari geleneğine götürür.  Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası  adlı makalesinde sütunun tasarım düzeneğine ilişkin ilginç bir yorum getiren Ali Uzay Peker,  sütun ve desteklediği yıldız kompozisyonunu kozmolojik bir fikrin tezahürü olarak görür.  Kuban gibi, sütunun yapısal içeriğini bir kenara bırakarak denge sütunu ifadesini kullanmayan Peker, tasarımın arka planında Asya çadır ve konutunun tasarım ilkelerini arar. Ona göre sütun, tıpkı çadırda olduğu gibi direği anıştırmaktadır.  Peker’in bir çadırın iki boyutlu bir nesneye dönüşüm sahnesine benzettiği kompozisyonda sütun, sanki yıldızlı bir tonozu destekliyormuş gibi, sanki yıldızlı bir tonozu destekleyen sütunlar sütunceye dönüşmüş gibidir. Tonozun üstündeki yıldızlı gökkubbede arkada bir alınlığa dönüşmüştür. Kendi içinde başlayıp biten aracı saha bir mekâna dönüşümün resmidir bu.  Hilmi Arel ise, Divriği Ulu Camii Tekstil Kapısı ve Diğerleri adlı çalışmasında bir bütün olarak sütunlu pencereye Kayseri Hunat Hatun Türbesi pencerelerinde rastlandığını ancak Divriği’dekine nazaran bu pencerede bulunan sütun başlığının arabesk motifleriyle bir parça süslendiğini yani dekoratif olarak daha sade olduğuna işaret eder. Yitik Bir Anadolu Beyliği Mengücekoğulları adlı kitabında; döner sütun acaba, salt taçkapının veya yapı bütününün denk durumunu kontrol için mi konulmuştu? Sorusuna cevap aralayan Necdet Sakaoğlu, çoğunlukla kapı sövelerine bağlanan denge taşlarına karşılık, mimar Hûrşâd’ın, üst katta, pencere açıklığı önünde, cephenin dışına kütlevi bir denge taşı koymasını, taçkapının olağanüstü sağlamlığına dayandırmaktadır. Yine, denge taşının hacet penceresini ikiye bölerek bu geniş açıklığın taçkapı merkezinde yaratacağı boşluğu hafiflettiğini savlar ki, ona göre bu, bir mimari buluştur.  Sakaoğlu, "Muvâcehe penceresi, niyaz penceresi, dua penceresi" gibi adlarla bilinen ve çoğunlukla türbe mimarisinde görülen hacet penceresini buradaki pencere için kullanması ise hayli ilginçtir. Asma kat divanhanesine ışık sağlayan pencere için Sakaoğlu’nun, “Bu pencerenin bir şeref locası ya da Selçuklu Divan-ı Saltanatındaki kasrı adil kafesi gibi bir işlevi mutlaka vardı. Herhâlde Melike Turan Melek, denge taşını siper edinerek eyvan önüne gelenlerin dileklerini dinliyor; bu pencereden in’amlar, akçeler saçıyordu… Yerel gelenekler, akçe dağıtıldığını değilse de 20.yy. başına değin, bu pencereden helva topu dağıtıldığı ve bu amaçla vakıflar tesis edildiğini doğrulamaktadır.” İfadesi ise pencere için neden “hacet penceresi”ni tercih ettiğinin kanıtıdır. Her ne kadar Sakaoğlu, sütuncenin yapılış gayesinin yapısal bir dayanakla ilişkilendirse de o, bu döner sütunun asıl işlevini, tıpkı, Ali Uzay Peker gibi, kozmik bir tasarımıyla ilişkilendirir:  “ O çağlarda, bir kahve dolabının kendi milli çevresinde dönüşü gibi, Kutb-ı Şimalî (Cedi, Demirkazık, Kutup Yıldızı) ile Kutb-i Cenubî (Süheyl, Yıldırak ) yıldızları arasında döndüğü kabul edilen dünya; sekiz yüzeyli sütunla simgelendiği gibi, ‘koruyucu’ Mühr-i Süleyman tırazlı başlıkla yaşamın sonsuzluğunu simgelen hayat ağacı kaide arasındaki ve sanki boşlukta (muallakta) döndürülmüştür ki hacet penceresinin çerçevelediği geri plandaki mekânsal loşluk da ‘Kaos’ olarak tasarlanmış olabilir. Taçkapının sağ tarafındaki dikey çatlak, geçmişte ciddi bir tasman yaşandığını işaret etmektedir ki denge sütunu muhtemelen bu hasardan sonra kilitlenmiştir.” Sakaoğlu’nun kitabında alıntıladığı Yolande Crowe ise Darüşşifa Taçkapısı hacet penceresindeki denge sütuncuğunun birim boyut olarak külliye tasarımında uygulandığı ileri sürmüştür.   Taçkapıda kullanılan sütünce, ister denge sütunu isterse döner sütun olarak adlandırılsın, sütun ve bölüntülediği pencere, kozmik anlatımı tamamlayan dekoratif bir içeriğin ürünüdür. Sütunun anlamsal dizgelenişi tasarımı aşındıran bir cevabı barındırmaz. Taçkapının büyüsel atmosferinde sütun tıpkı İtalyan filozof Massimo Doná’nın dediği gibi, ilk farkındalığın içindeki yerini muhafaza eder “Büyüsel düşünce, asla tam olarak başarılamayacak bir sürecin ilk farklılığında yaşar. Bu durumda “büyüsel”, kendi çözümlemesini adımlarındaki aşırılığın farkında olan bir tür düşünce biçimidir”.       Divriği Darişşifa Taç Kapısı   Kayseri Hunat Hatun Türbesi       Divriği Darişşifa Taç Kapısı Pencere ve sütunce ayrıntı