Dinimiz, inananların Peygambere dolayısıyla da sünnete ittiba etmesi yönünde onlarca ayeti Kur’an’ı Kerim’de açıklar. Yine Kur’an-ı Kerim’de Hz Peygamberin örnek alınması ve O’nun tebliğ ettiği her hakikate uyulması emredilir. “Kim peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur.”(Nisa-80) der. Peki, Kur’an-ı Kerim’in temel yapı taşları hükmündeki 6236 ayetten biri olan bu ayeti kerimeyi günümüzde hayata geçirmek adına Peygamber Efendimize nasıl ulaşacağız? Yani an itibariyle O’nun buyruklarına nasıl uyacağız, O’nu nasıl örnek alacağız? -Kimilerinin aklına şüphesiz “Bu ayetin o döneme ait hükümleri içerdiğinden muhtemelen günümüzde geçerliliğini yitirmiş olacağı” düşüncesi gelecektir- Kur’an-ı Kerim, her döneme hükmedebilme kabiliyetinde olan evrensel bir kitap olduğuna göre… İşte burada devreye sünnet ve hadisler girmektedir. Evet, her canlı fanidir ve mutlaka kim olursa olsun ölümü tadacaktır. Burada kitabımız Kur’an-ı Kerim, her dönem için “Peygambere itaati” emrederken, insanları sünnete yönlendirmektedir. İnsanlık adına faydalı olunabilecek bilgi ve durumlar Peygamber Efendimizin düşüncesinde, sözünde ve davranışlarında yer almaktadır. “Peygamber size ne verdi ise onu alın ve size neyi yasakladı ise ondan sakının.” (Haşr-7) Dinimizle ilgili en temel bilgileri sünnetten almaktayız. Kur’an-ı Kerim, sünnetler sayesinde tam manasıyla açıklanmakta ve anlaşılmaktadır. Sünnet; Peygamber Efendimizin şu ya da bu konularda yapmış olduğu davranışlar ve söylemiş olduğu sözlerdir. Peygamber Efendimizin gerek söylemiş olduğu sözlerin gerekse davranış boyutundaki uygulamalarının keyfiyete göre değil, Allah’tan gelen vahiylere dayanılarak ifade edildiği şu ayetlerle daha net anlaşılmaktadır. “O kendi hevesine uyarak söz söylemez.(Necm-3) “Onun konuşması ancak bildirilen vahiyledir.”(Necm-4). Velhasıl İslami hükümlerin birçoğu sünnet kaynaklıdır. Bu da demek oluyor ki dinin tam olarak anlaşılması için sünnet zaruridir.

İfade edilen durumları birkaç örnekle somutlaştırmak gerektiğinde Peygamber Efendimiz ayakta su içilmemesi yönünde telkinlerde bulunmuştur. Özellikle sağlık açısından oturarak su içilmesinin daha elverişli olduğunu ifade etmek için bu durumu önermiştir. Günümüzde bilim, bu hâli her yönüyle tasdik etmekte ve onaylamaktadır. Oturarak su içildiğinde su midede bekler. Midede bulunan asit, su içerisindeki mikrop ve parazitleri öldürür. Diğer türlü ayakta su içildiğinde su içerisindeki mikroplar herhangi bir engele ve yok oluşa maruz kalmadan direk bağırsaklara geçmekte ve bağırsaklardan da emilim yoluyla kana karışabilmektedirler. Ayrıca ayakta su içerken su yukardan aşağı her indiğinde bir şelale gibi mideyi dövebilmektedir. Peygamber Efendimiz, ayakta su içilirse bu durumun günah olmadığını göstermek için de ara ara ayakta su içmiştir. Yine Müslümanların sakal bırakması bir sünnettir. Özellikle hâl ve davranışlarla Peygamber Efendimize benzeyebilmek için uygulanan bir yöntemdir. Sakal bırakmanın da tıbbi olarak birçok faydası bulunmaktadır. Sakal diplerinde oluşan vücutsal yağ ve yararlı bakteriler, insan yüzünü güzelleşmekte ve yüze farklı bir canlılık katmaktadır.  Yine Peygamber Efendimiz, erkeklerin ayakta idrar yapmalarını tavsiye etmemiştir. “Leiden Üniversitesi Tıp Merkezi’nden araştırmacılar 2014’te oturarak idrar yapmanın mesanenin daha hızlı ve tam olarak boşalmasına yardımcı olduğunu, bunun da alt idrar yolu enfeksiyonları ve prostat büyümesi olanlar için faydalı olduğunu tespit etti.” (Htttps://tr.euronews.com (18.04.2024)        “Devamı Haftaya”