On bir ay tebaadır, Ramazan Sultan... Samimi olarak On bir ayın Sultanı diyorsan, vaktini, zamanını tebaa kılmaya devam etmelisin.
Tebaa olmak da derece derecedir. Kökten bağlanmak da var işin içinde, yarım yamalak ve iğreti bağlanmak da? Bir de hafazanallah tebaa gibi gözükenler de vardır. Gayret etmek lazım, Sultan´ın bahşettiklerinin kadrini kıymetini bilmek lazım... O zaman her ay Ramazan, her geve kadir olur; dünya mis gibi bir dünya olur; mis, mis? Sultanın on bir ay sonra seferden dönüşünü beklersin.
Keşke Ramazan bitmeseydi demiyorum, keşke Ramazan´ın imkan açtığı ahlakla ahlaklanmayı sürdürebilsek. Bektaşi´nin hınzırlığına, hattâ örtük küfürle söylediği söz doğru. Nazeninim, ?Ramazan gider, bir daha gelir; bu kulun ise bir daha gelmez!? diye, zekâ gösterisi yapmış. Evet, zekâdır, melâmet değil; ayırt etmek lazım.
Kendime diyorum, kendime, kendime, kendi kendime; billahi kendime...