Seveni, sevmeyen olur ama Kadir Pürlü Sivaslı idi ve bu şehre hizmeti geçmiştir. İl kültür müdürleri içerisinde de seçkin bir yer edindiği, aldığı ödüllerden bellidir. Sayın Pürlü´nün görevden neden alındığını bilmemize imkân yoktur ama bir müdürlük kadrosu boşalmıştır. Müdürlük için kimlerin ne torpiller koştuğu, kimleri devreye soktuğu tahmin edilebilir. Beylik müptelası bürokratik vasat için ?Müdür Bey? olmak, hayatî bir anlam taşımaktadır.
Sivas´taki son dönem müdür atamaları sürpriz değildir ve birilerinin ?şebeke? olarak değerlendirdiği çemberin dışına çıkılmamıştır. Kadrolar da tıka basa doldurulmuştur. Teknik alanlar için böyle bir şart aranmasa da, kültürle ilgili müdürlükler, şehirli olmalı ve şehir kültüründen de az çok haberdar olmalıdır. Umarız Kadir Pürlü yerine de, tıpkı ikinci üniversiteye atanan rektör misali, şehre bigâne ve liyakati sebep olanlardan menkul birisi atanmaz. Atanırsa ne olur? Hiçbir şey olmaz, sadece yönetmekten zevk alan, devlet imkânıyla ?beylik? taslamaktan başka bir özelliği olmayan zümreye bir ?koltuk sevdalısı? daha oturmuş olur.
Nasrettin Hoca´nın ?El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış!? fıkrası, Sivas için fıkra değil, kader hükmünde gibidir. Dileriz bu sefer böyle olmaz. Kültür baronluğu uygulamasına, yeni bir ilave olursa tam olarak kendileri çalıp, kendileri söyleyen bir müzik grubu tamamlanmış olur. Sonrası evelik, yemlik, oy madımak? Tabii, teketüke sakalı da var.