Gürün'de Ortaokul ; Çakşur Fettahağa yokuşundan aşağı inmekti bizim  çocukluğumuzda .İlk yelekli takım  elbisemi almıştı  babam. Gürün Ortaokulu ve Lisesi kollektif eğitim verirdi.1980 li yılların başı. Çocukluktan gençlige doğru ilk adımlar. Yeni yeni sevimli ve sevimsiz dersler.Ortaokul 1 H sınıfı  öğrencisiyim. Boyum uzun olduğu için sıranın en arkasındayım.

               En büyük  sorun ögle yemegi için  Fettahaga yokuşunu tırmanıp eve gitmek. Ev uzakda Ögle yemek arasının yarıdan fazlası yolda geçiyor. Hele o ünlü yokuş var ya, dibine gelince tepesine  derin derin bakıp , zaman zamanda orta kısmında bir taş üzerinde  dinlendiğim Işıtan  Mahallesinin Fettahağa yokuşu.

          Bu yokuşun Aslan Amca nın evinin dış kapısının önüne yaklaştıgım da birden heyecanlanırdım.Çünkü burada 625 tl para bulmuştum. Çok büyük  para idi.

    Günlük kaderimiz olan bu yokuştan nasıl kurtulacaktım. Ögle vakti baktım  evleri uzak olan Suçatılı (Telinli) , Gübün'lü   ve Şuullu öğrenci arkadaşlar yarım ekmek arası 50 gram helva yiyorlar.İşin garibi  hemen hemen menü her gün aynı. Milli yemek gibiydi 50 gram helva yarım ekmek.

     Ögle arası tüm öğrenciler  o tarihde  Gürün Lisesi nin ünlü müdür  yardımcısı Bekir İncegöz(Cıncık Bekir) ün babası İncik Memo nun bakkalı nın yolunu tutardı.

     Mehmet Amca 70 li yaşlarda.Kafasında kırmızı benekleri vardı.Hesapları Arapça rakamlarla yapan  pekde yerinden kalkmayı sevmeyen tontiş bir ihtiyardı.Boş vakitlerinde yırtılan paraları tamir eder.Paraların üzerinden bant geçer.Tamir edilen paraların üzerine  cam  koyar.Kagıt paranın kullanım ömrünü arttırırdı.

      Her ögle 20 dakika bakkalın sarı kefeli terazisi harıl harıl tartı yapar. 5 kiloluk yuvarlak  teneke içindeki  Oruçoglu marka helva 50 gramlık  parçalara ayrılır. Gazete kağıdı  üzerinde tartılır.Bazen gazetenin haberi helvaya geçer.

      Bende bu gruba dahil oldum.Fettahaga yokuşundan kurtuldum ama hergün para.Bu na bir çözüm bulmalı , Memo dedenin gözüne girmeliydim .Bunun  için bir farkındalık  bulmalıyım diye düşünmeye  başladım.

     İlkokuldaki  Yavrutürk  Dergisi ile başlayan Tarkan -Kara Murat'la devam eden Teksas , Tommiks, Zagor, Tom Braks, Jeriko, Mandrake, Yüzbaşı  Volkan , Kaptan Swing , Kızılmaske ile taçlanan Çizgi Romanların devri bende kapanıyor du.Ortaokulda Yaşar  Kemal"in İnce Memed , Sinekli Bakkal, Çalıkuşu gibi klasikler ve Hüseyin  Rahmi Gürpınar ın Dirilen İskelet gibi gizemli Romanları ilgimi çekiyordu. Çizgi  Romanları değiş tokuşla hallediyorduk.Lakin klasik kitaplarda nakit  para gerekiyordu.

     Elime para geçince  Birsel ve Özgür  kitapevlerine giderdim.Ülkü kitapevi vardı ama pek klasik kitap satmazdı.Ortaokul 2 de Türkçe öğretmenimiz Mehmet Çora nın teşviki ile  Atatürk'ün Nutku nun 2 cildini içime sindire sindire okumuştum. Fakat daha çok kitap  içinde para lazımdı.Para Para.Gürün kütüphanesi vardı,ancak evde kitaplıgımda olsun istiyordum.

       'Çalıstır kafayı  oğlum' diyordum. En az 50-60 öğrenci nin alışveriş yaptığı bakkalda nasıl olacaktı bu iş ? Amacım ögle saatinde  bakkala yardım edip yemeği ücretsiz yada indirimli hale getirmek. Fettahaga yokuşundan kurtulmak veeee cepte kalan para ile kitap almak lazım dı.

       Memo Dede nin hoşuna gidecek bir şey yapmalıyım.

Ama ney...ney...?

     Bir gün  tam 5 liralık  bir alışveriş yaptım. Kagıt 5 Tl yi uzattım. Birden beynimde bir şimşek çaktı.  Bir espiri yapayım dedim .‘Üstü kalsın Memo Emmi’ dedim . Gülmeye başladı.Çok güldü. İnce espiri sayesinde farkındalığı yakaladım .Artık hafızada vardım.

       Ertesi  gün ögle saatinde yine bakkal dop dolu .Yaşlı bakkal yetişemiyor. Beni görünce.

     'Üstükalsın sen benim yanıma gel’ dedi. Yardım et biraz . ' Plan tutmuştu ,12 den vurmuştum. Artık tezgahın öbür yanında helva tartıyordum. Müşterilikten esnaf bölümüne terfi etmiştim.Elveda ögle saatlerimin kabusu Fettahaga yokuşu.

     Artık mini bir işim vardı.Her ögle Memo Dede nin dükkanında idim. Küçük esnaf iş başında idi.Öyle hale geldim ki kimin ne yiyeceğini bile biliyordum. Kız öğrencileri  bekletmiyordum. Garibim erkekler kızların alışverişi  bitene kadar beklerlerdi.'Memo Emmi müşteri her gün aynı  menüyü yemekten bıktı ' dedim.Zeytin ve peynir getirmeye başladık.

     Memo Emmi ile birlikteliğimiz lisede devam etti. Oğlunun müdür yardımcısı olduğu  lise de velim Memo Emmi oldu. Evladı gibi görürdü beni.Torunu Fatma Tipi  ticaret ve eşi  Burhan Tipi tarih derslerine girerdi.Ben mi aileden biriyim.Dükkanın düzenini veriyom.Malları diziyom.Sanki bakkal benim...

      ' Ercihan sana kız istemeye ben gideceğim 'derdi.Susar ve yüzüm kızarırdı. Memo Emmi Benim mürüvetimi görmesi için en az 15 yıl daha nefes alması gerekiyordu.Gerçi Bizim Gürün'de insanlar uzun yaşar. Havası temiz , ürünler dogaldır.90 yaşın altında ölen babaları için cenazede kızları  'Dünyaya doyamadan gitti' diye ağlarlar.

       Artık evimizin erzagınıda Memo Emmi den alıyorduk. Bize defter açtı.Ay sonu babam gelen kiralardan para verir hesabı kapatırım. Bir gün erzak hesabını görürken  bir kilo fındık alınmış. Şaşırdım. Bizim bağ bahçe ceviz dolu pek fındık almayız.'Kim aldı ? 'diye sordugumda 'Kardeşin Gülcan aldı.Anneler günü hediyesi  yapacakmış.' Anladım.Gülcan bir kilo fındığı bahçede  Sumak agaçlarının dibine saklıyor .Günde bir avuç yiyormuş.Ayın birindede Ülkerin tuzlu bisküvi diye adlandırdığımız Katmer bisküvi den almış.Kendine ziyafet çekiyormuş. Gülcan ın alışverişini  yasakladık.Annem her anneler gününde hatırlar güler. Kim annesine bu mutlu gününde bir kilo iç fındık almıştır ki...?

 

    Memo emmiden aldığım  egitim ve  ticari bilgi ile 1987 yılında Çaksur da babamla evimizin altına bakkal açtık. Işıtan Gıda Pazarı. 5-6 yıl çalıştı .Ailemiz 2 Temmuz 1992 de İstanbula taşınınca devr ettik.

      Yıllar sonra Gürün 'e gittigimde dükkanı kapatmışlar.Memo Emminin dükkanı depo yapmışlar.Ortaokul ve lise anılarımın geçtiği cadde de Bakkal ın önünde bekleyenlerin ' Sınavım  var ,acele et'diye erken ekmek almaya çalışan ögrencilerin sesi kulaklarımda yankılandı.Bir özlem ve hüzün kapladı içimi. Gözler buğulandı. Hafızamdaki görüntülere sanki can geldi.

O günlere döndüm. Dakikalarca kapalı dükkana bakıp bakıp  umutsuzca  uzaklaştım.

       50 gram Helva ve yarım ekmek bizim çocukluk yıllarımızın ortak menüsüydü.Zeki ve garip bir neslin yiyecegi.

        Bakkal Ustam  Nam-ı diger Memo Emmi olan Mehmet İncegöz'e Allah rahmet eylesin.

         Hep derim  'Bu hayatta iyi insanlar var'