Her iki dedemde kendi hatalarından dolayı Sosyal Sigortalar Kurumundan maaş alamadan vefat ettiler. Her ikiside  ömürlerinin son günlerini  devletten maaş alan komşulara  heveslenerek geçirdi. Her ikisininde SSK  hayali suya düştü. Bu arzuları tam bir komedi olarak hafızlara yer etti.

      Babamın babası İsmail Çakmak dedem.

1900 dogumlu. Meraşal Fevzi Çakmak'ın askeri ve  hayranı. Soyadını Fevzi Paşadan dolayı Çakmak yazdıran , bir yegeni ve bir torununa Fevzi adını koyarak sülalemizde 2 Fevzi Çakmak  ismi kazandıran dedem. Çakşur Mahallesinin hayırsever İsmail Emmisi,  Gürün'ün saygın Çerçisi. 2. Dünya Savaşı yıllarında karaborsa da 3 katına çıkan bugdayını satmayarak mahalleye dagıtan Zilkifli İsmail.

     1977 yılında Devlet 65 yaşını dolduran ve ihtiyacı olanlara 3 ayda bir maaş bağladı. Bu dedemin içinde yaşattıgı özlemi dışa vurdu. Ömrünü 5 eşekle Sivas'ın Uzun Yayla köylerinde geçirdigi için bir gün bile Sigorta primi yoktu. Emekli olanlara hep özenirdi."Devlette bir sandalyeniz olsun,tek bir ayagıda kırık olsun"derdi.Dedem 65 yaş maaşına kafayı taktı.

      O yıllarda Enver amcamın kızı Aysel ablam liseyi okumaktadır. Yazısı oldukça güzel olmasından dolayı ailenin tüm mektuplarını o yazardı.Perşembe günü dedem Akşam Namazını kılar "Aysel yavrum dersin bittiyse Acavut'a ( Dönemin başbakanı Bülent Ecevit)bir mektup yazak".Mektup yazmaktan bıkan Ablam

" Dede yazdıklarımıza daha cevap gelmedi. Biraz bekleyek."desede dedem dinlemez. Ablam çizgili dosya kağıdın üzerine çizgisiz A4 kagıdını koyar. Dedem söyler. Ablam yazar. Özenle zarflanır. Ertesi gün Kır Eşegin üzerinde  rahvan adımlarla Cuma Pazarına giden dedem ilk iş olarak  65 yaş maaşı talebini içeren  mektubu  Postaneye verir.

     Bu arada Muhtarlık seçimleri yaklaşır. Dedemde sevilen biri.Aklından muhtarlık, azalık geçirir.

     Mektuplara bir türlü cevab-ı mektup gelmez. Dedem de yazdırır Allah yazdırır. Pes etmez. Sülalemizde "Yaz kızım Acavut'a bir mektup"sözü yayılır gider.

      ....Veee bir gün takım elbiseli  kravatlı 2 kişi dedemi ziyarete gelir. Aysel Ablam bahçedeki bu konuşmayı uzaktan izler.

Memurlar sorar

-Zilkifli oğlu İsmail Çakmak senmisin?

Dedem,

-Evet  der

Memurlar

-Bey amca biz bir araştırma yapıyoruz. Seni mahalleli çok seviyor. Seni tanımaya geldik. Bahçen varmış. Ne gelirin var ?  Bize anlat derler.

Dedem bir anda Acavut'a yazdıgı mektupları unutur. Muhtarlık seçimleri için devlet araştırma yapıyor sanar. Başlar saymaya.

-Ağ gözden Elektrik  Satralının karşısına kadar 26 dönüm. Cencik bagı 8 dönüm. Evin oldugu yer ve bahçesi 7 dönüm. Dedem 40 dönümlük sulu bahçesi ile mahallenin en çok bahçesi olan kişidir. Kısaca Bahçe agasıdır. Dedem Çerçilikle  50 yılda kazandıgı malvarlıgını sıraladıkça sıralar.

Memurlar göz göze gelir, biraz tebessüm ederler. Notlar alırlar.

-İsmail Emmi ev, hayvan ne var? Diye sorar memurlar.

-İki ev, bir ahır ve iki agıl var.

-Hayvan olarak neyin var? Sorusuna o yıllarda köylere çerçilige gitmedigi için

-Bir eşek, 4 inek, 3 dana, 20 tavuk, 1 köpek

-Bahçeden gelirin ne kadar ? Kaç agacın var?

Dedem bu soruya mahallenin agası gibi cevap verir.

- Memur bey karşıda gördügün cevizden 5 tane var 20-30 çuval ceviz dökülür, 2 ev besler cevizlerim.Karşıda gördügün  içinden yılan geçmez kavaklık benim 150 kavak var. Cencik bağında Ağ de çok sayıda kayısım var.Kimseye muhtaç degilim. 7 çocugum var. Evde 10 kişi yaşıyoruz.

Dedem anlattıkça memurlar gülerek not alırlar. Dedemin ikramı ceviz, Hünkar ve Sarı Sultan elmadan yedikten sonra kendi aralarında konuşarak giderler.

     Aradan zaman geçer. Dedeme Bakanlıktan bir mektup gelir. Postacı Korkmaz abinin verdigi mektubu Aysel ablam okuyunca dedemin tüm maaş ümidi suya düser. Mektupda

" Sayın İsmail Çakmak

  Memurlarımızın yaptığı inceleme ve araştırmada yeterli mal ve gelire sahip oldugunuz için size  65 yaş maaşı bağlamamız mümkün degildir" Dedem yıkılır.

         Dedem o an anlar. Gelenler muhtarlık için degil. Yazdıgı mektuplardan dolayı görevlendirilen memurdur.

         Dedem bir iki mektup daha yazdırsada umudu ve hevesi azaldı. 65 yaş maaşı ve devletten bir para almadan 85 yaşında vefat etti. Çalışkanlık abidesi bir insandı.

Mekanı Cennet olsun.

...............

Diger dedem annemin babası Bekir Kala.Nam-ı Diger Taksici Kale Bekir.Bunun SSK hikayesi tam bir komedi.

Dedemin 1970 li yıllarda Jeepi vardı. Bozuk köy yolları için Jeep tercih edilirdi. Dedemde sık sık köylere hakimleri olay yeri için  keşfe götürür. Adliye ve hakimlerle samimiyet iyice artar. Önce Kılıç olan Soyadını Kala olarak mahkemede degiştirir.

      Merhum dedem annem gibi yaşlılıgı hiç sevmezdi.Yine bir gün hakimlerle köye giderken "Hakim bey bu yaş küçültme nasıl oluyor ?"der. Hakimde "Yarın gel dilekçe ver."dedem durur mu. Ertesi gün  dilekçeyi verir.Mahkeme dedemin yaşını 10 yaş birden küçültür. Dedem 40 dan bir günde 30 a iner. Yeni kimligini bir hava ile anneme getirir.

-Bak Nejla 30 yaşa indim  der

Annem şaşırır

-Baba aramızda yaş farkı 17 den 7 ye düşmüş. Mezarlarımız yan yana olunca okuyanlar ne der. Baba kız arasında 7 yaş fark olurmu? Millet bize güler. Dese de dedem  kimlikte 10 yaş küçülmenin mutlugunu yaşar. Lakabı da Genç Bekir dir artık.

    Zaman su gibi akar. Dedemin yaşıtları SSK'dan, Bag-kur'dan  maaş almaya başlarlar.Dedem de gider dilekçe verir. Red gelince şok olur. Çünkü dedemin yaşı küçüktür, emekli  olamaz. Dedem Adliyenin yolunu tutar. Yaşını bu defa büyütmek ister. Fakaaat kanunen yaşını degiştirme bir defa oluyormuş. Dedemin yaş büyütme talebi kabul görmemiş. Dedem büyük bir şok yaşar.

          Dedem SSK ve Bag-Kur maaşı alamadı. Bunu bilen mahalledeki yaşıtları

Maaş günü evin önünden geçerken "Bekir beni bankaya götür. Maaş alacam. Sen ne yaptın. 10 senen var  daha degil mi? Canın sagolsun Bekir daha gençsin  "diye espiri yaparlardı. Dedem çok kızsada sesini çıkartmazdı.' Gençligin poguna gitti benim emeklilik" diye yakınırdı.

 

Mekanı Cennet olsun.