Yerel seçimler bitti. İktidar ile birlikte olmak aldatısına,Sivaslı seçmenin de ilgi duymadığını gördük.

Sivaslı seçmen iktidar ile birlikte olma eğilimini çok seçimlerdir kabul etmiş. AKP iktidar sürecinde Sivaslı seçmenin iki kez ilgi göstermediğini yaşadık. Her ikisinde de iktidar karşıtı olarak BBP partisini tercih ettiğini gördük.Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ruhu hala Sivaslı seçmenin eğilimleri üzerinde etkin olduğunu görmekteyiz.

AKP’li belediye Başkan adayı Hilmi Bilgin Belediye başkanlığı döneminde Aziz Vlas konusuna su sorunundan daha çok ilgi gösterdiğini, bu konuyu adeta varlığının geleceğinin yegane temeli olarak gördüğünü yaşadık.

Kemikleri olmayan mezar ve ev bulma hikayesine Üniversitedeki bilimcilerden bazılarını da ekleyerek,ilerleyenlerin öncelikle ilk çağlarda Sivas olarak anılan bölgenin yönetim merkezinin bugünkü Sivas olup olmadığı konusunu doğrulamadan bu işe balıklama daldılar.

Tarihi bir niteliği olmayan Katolik dünyasının söylentilerinden yola çıkılarak Aziz Vlas denilen kişiye öyle mucizeler yüklettirilerek,iki defa öldürülüp dirildiğine ilişkin hikayelere dahi insanları inanır sandılar.

Mezarını evini bulduğumuzda 2 milyon turist geleceği elma şekeri ile Sivaslının ilgisini çekeceğini sandılar. Oysa ki Sivaslı adını sudan almış bir kentin yaşayanları olarak günlerce süren susuzluk çekmiş sonrasında da çeşmelerinden çamur akan görüntüleri yaşamıştı.

Hızlı Tren ve havaalanı terminalini yaptırmayı iktidar avantajı için yeterli gören iktidar,Sivas’da birçok yere göre daha belirgin olan işsizlik,göç ve pahalılık sorunlarının seçmen etkisi üzerinden baskılayıcı etkisini görmezden geldi.

Aziz Vlas hikayesi planlı din örtülü emperyalist ülkelerin Anadolu üzerindeki emelleri için kullanmada bir aparat olduğu giderek daha belirgin olarak ortaya çıkmıştır. Öncesinde bir kitap yazdırılmış ardından siyasi güçler ile işbirliği ve yakınlaşma sağlanmıştır. Ardından konuya bilimsellik katmak açısından bilgisini tutsak duruma düşürmüş ve ülkesi gerçeklerinden uzaklaşmış bilim adamlarını da bu işe katarak güç ve yol almak istemişlerdir.

Siyasi gücü arkasına alanlar hızlı bir şekilde Aziz Vlas’ın yaşadığı tarihlerde mezarı ve evi olarak bahsettikleri yerin o dönemde Sivas önündeki göl ve bataklık alanı içerisinde kaldığı gerçeğini bile görmeden tarih ve coğrafya yanlışı üzerinden emperyalist emelleri açısından bir sınır taşı dikmek istemişlerdir.

Gelinen noktada gördük ki,iki kez öldürülmesine rağmen dirilmeyi becerebilen bir kişilik olan Aziz Vlas’ın ruhu Hilmi Bilgin’i kurtaramamıştır. Muhsin Yazıcıoğlu’nun ruhu karşısında mucizelerini gösterememiştir.

Sivaslı seçmen tercihini değiştirerek iktidar yanlısı olmanın bir işe yaramadığını artık görmüştür. Belediyenin yeni yönetiminin yapacağı en önemli işlerden birisi de yalan üzerine tescillenmiş Aziz Vlas mezarı ve evinin üzerindeki tescil işleminin iptali için dava açabilme cesaretini gösterebilmelidir. Bu ülkemiz üzerine planlama yapılanlara karşı verilecek en önemli yanıt olacaktır.

Ne derler,”sinek küçük ama çorbada olunca mide bulundurur.” gerçeği asla unutulmamalıdır.