AKP, Sivas merkez ilçe belediye başkanı adayı yine Hilmi Bilgin’de karar kıldı. Bilgin yaptığı hizmetleri anlatmaya başladı.
Hilmi Bilgin, siyasete belediye başkanı olarak giriş yapmadı.24-25-26.dönem Sivas milletvekili olarak da görev yaptı. Bu süreçte iktidar milletvekili olarak görev yapmış birisi olarak Sivas’ın geçmişinden ve geleceğinden sorumlu bir kişidir.
Bir adayın yaptıklarını ve yapacaklarını anlatması doğal. Ancak yapamadıklarının da hesabını dahası özeleştirisini de yapması gerekmez mi?Dahası yapamadıklarından dolayı sorgulanması gerekmez mi?
Bilgin’in milletvekilliği dönemlerinde Karayollarının programlarında olan ancak ödenek çıkartılmadığı için ihalesi yapılmayan Sivas ekonomisine katkı sunacağı kesin olan Kangal-Altınyayla-Şarkışla-Akdağmadeni yolunun yapılmaması konusunda üzerine alacağı bir sorumluluğu yok mu?
Bu yol yapılsa idi Malatya Ankara arası ulaşım,Kayseri yerine Sivas üzerinden sağlanacaktı. Bu nedenle de yol kilometresi azalacağından ülke ekonomisi açısından önemli kazanımlar elde edilecekti. Dahası bu yol yapılmış olduğunda sadece Malatya değil,Elazığ,Bingöl,Muş,Bitlis ve Van’a gidecek araçlar da,Sivas üzerinden gideceğinden bu yol üzerinde kurulacak olan konaklama tesisleri ile Sivas’a dışarıdan gelir elde etme kapıları açılmış olacaktı. Baktığımızda Bolu,Afyonkarahisar gibi birçok kentin yol boyu elde ettikleri kazanımlar kentlerinin ekonomilerine büyük katkı sağlamakta olduğunu görmekteyiz.
Bir başka konu hem AKP iktidarının hem de Hilmi Bilgin’in milletvekilliği dönemlerinde Sivas’tan göçe bağlı bir küçülme olduğunu görmekteyiz. Eğer milletvekili sayısı 600 ‘e çıkartılmasa idi Sivas’in milletvekili sayısı 3 e düşecekti.
Sivas’ta nüfus azalışının nedenleri arasında bir afet etkisi yok.Terör nedeniyle de bir kaçış sözkonusu değil.Sivas’ın boşalmasının nedeni geçimlik yer olmasından giderek çıkmasıdır.
Bu küçülme nedeniyle Sivas merkez ilçede Gümüşdere-Kurtlapa-Yakupoğlan,
Yıldızeli’nde Künbet-Kalın-Kavak-Yavu-Şeyhhalil,
Gemerek’de İnkışla-Eğerci,
Altınyayla’da Kale,
Kangal’da Çetinkaya-Havuz-Alacahan,
Zara’da Şerefiye,
Gürün’de Suçatı,
Suşehri’nde Çataloluk,
Ulaş’ta Baharözü-Yenikarahisar,
Şarkışla’da Akçakışla-Kızılcakışla beldeleri köye dönüşmüştür.
Özetle 20 belediye köy olmuş ve kapanmıştır. Oysaki her belediyenin iller bankasından aldığı bir ödenek vardı.Sivas ekonomisi bundan mahrum kalmıştır.
Hilmi Bilgin iktidarın milletvekili olarak,iktidar avantajı karşılığı bu küçülmeyi haklı gösterecek bir açıklaması olabilir mi?
AKP iktidarı döneminde belediye başkanı adayları hep Kuzey Çevre yolunu vaat ettiler. 1/100.000 lik plana da alındığını da görmekteyiz. Ancak Hilmi Bilgin’in 3 dönem milletvekilliği bir dönemde belediye başkanlığı döneminde bu dönem 15 yılı geçkin bir zamanda başlanılmamış olmasının haklı nedenleri konusunda bir açıklaması olacak mı?
Hilmi Bilgin döneminde Sivaslının en çok mağdur olduğu konunun Su konusu olduğu bilinmekte. Öngörü eksikliğinden kaynaklanan Pusat barajından 4 Eylül barajına su takviyesi hattının yapılmamasının mazereti ne olabilir ki?Sivaslı günlerce susuz kaldı. Günlerce bulanık su ile avutuldu .Bulanık suyun insan sağlığı açısından verdiği zarar yanında kombi ve çamaşır makinalarına verdiği zararın Sivaslının ekonomisine verdiği zararı düşünebildi mi?
4 Eylül barajında su alma kotu olan 19 metre altından su çekildiği için bulanıklı su su sistemine enjekte edildi. Bu nedenle su borularında oluşan boşluklar nedeniyle sık sık kesilmeler sonucu ana hatlarda çöküntüler ve kırılmalar meydana geldiğinden ilerleyen süreçte su sağlansa bile kent içi ulaşım ağında yine sorunlar çıkacaktır. Bu durumunda belediye ekonomisine yük getirileceği kaçınılmaz olacaktır.
Gelelim asıl önemli konuya;Hilmi Bilgin’in milletvekilliği sürecinde büyükşehirler yasası değişti. Sivas ve Ordu illerinin birbirine yakın sayıda nüfusta olduğu görüldü.
Ordu ilinde yeniden sayım yaptırılarak Ordu ilinin nüfusu 750 bini aşırıldı büyükşehir oldu. Benzer durum Sivas’ın o dönem,AKP’li milletvekillerinin umursamazlığından mı,öngörüsüzlüğünden mi olacak Sivas’da yaptırılmadı.
Ordu hala büyükşehir. Sivas ise 2. sınıf il olarak küçülmeye devam etmekte.
Bu umursamazlığın ya da öngörüsüzlüğün hesabı 3 dönem milletvekilliği,bir dönem belediye başkanlığı yapmış ve ikinci dönemi belediye başkanlığı için Sivaslı seçmenin tartısına çıkacak olan Hilmi Bilgin’den sorulmayacak mı?
Seçimlerde hep iktidarın belediye başkanı adayı iktidar avantajı olmanın kazanımlarını anlatır dururlar. Bu Sivas’da da hep sürüp giden bir söylemdir. Sivaslı 1984 yılında İktidar avantajı döngüsüne tutuldu.40 yıldır bu döngünün içerisinde değil büyümek şöyle dursun 100 binleri aşan bir nüfus kaybına uğramıştır.
40 yıldır iktidar avantajı avuntusunu söyleyen iktidar belediye başkanları zemzemle yıkayarak girdikleri 60 yıl önce Belediye Başkanı Ahmet Durakoğlu döneminde yapılmış belediye binasını kullanıyor olmaları avantaj karnelerini ortaya koymuyor mu?
Eskişehir Sivas ile benzer konumda benzer coğrafi ve iklim özelliklerine sahip bir yer. Ancak görüyoruz ki,Eskişehir iktidar avantajı olmadan bir dünya kenti olma niteliklerini kazanmış. Bu da gösteriyor ki iş yapmak için iktidar avantajı yetmiyormuş. İşi bilecek adam olmak gerekiyormuş.
Sivaslı kent belediyeciliği mi yoksa rant belediyeciliği mi tercihini bu seçimde sorgulamadıkça bugün oy kullanan birçok Sivaslının gelecek seçimlerde bir başka ilde yerleşik olacağı kaçınılmaz olacaktır.
Görüyoruz ki Hilmi Bilgin tüm enerjisini Hristiyan Katolik menkıbelerinin ürünü olan Aziz Vlas’ın mezarını ve evini bulmaya harcamış. İki milyon turist gelecek avuntusunu üstlenerek çevresine topladığı goygoycular ile bu işi parlatmayı seçmiş, Sivas’dan gitmekte olan Sivaslıları durduracak veya geri dönmelerini özendirecek yol ve yöntemler konusunda herhangi bir plan geliştirmemiştir.
Ne derler.?Minaresi ya da kilise çan kulesi görülen köyün yolu sorulmaz.