Sivasspor, İstanbul deplasmanında oynadığı Galatasaray maçından hiç de akıllarda olmayan skorla 6-1 mağlup ayrıldı.
Haftalardır, yazıyorum söylüyorum. Bu takım kazanıyor ama futbol oynamıyor diye.
Bunun için çoğu zaman tepki bile almaktan, geri kalmadım.
Sivasspor, Galatasaray karşısında beklenilenin aksine rezil bir futbolla utanç verici bir skor aldı.
Sahaya çıkarken daha önceki maçlara nasıl çıktıysak öyle çıktık. Galatasaray maçı için farklı yada alternatifli bir oyun stratejimiz yoktu.
Bülent hoca hiç dersine çalışmamıştı.
Tam tersine Galatasaray’da Okan Buruk, yaptığı analizle Sivasspor’u nasıl perişan edeceğini iyi tespit etmişti.
Okan Hoca; Sivasspor’un sağ kanadındaki Murat Paluli’nin üzerine kurmuştu oyununu. Tabiri caiz ise Barış Alper ve Körn Sivas’ta istasyon caddesinde gezer gibi dolaşıp durdular.
Fode Koita’da maç boyunca gezinip, Murat Paluli’ye destek olmayınca sağ kanadı Barış Alper, istediği gibi kullandı. Yediğimiz ilk gollerde bu kanattan Barış Alper’in getirdiği toplarla oldu.
Sivasspor’un kalede sezon başından beri yiğidolara saç baş yolduran Ali Şaşal ile başlanması bir hataydı.
Kaleci Ali Şaşal, çizgi kalecisi olarak tabir edilen bir kaleci. Ceza alına tam hakim bir kaleci değil!
Yediği bazı gollerde hatalıydı, bir adım öne çıksa alacağı toplar vardı.
Biran evvel sözleşme imzalamadan gönderin gitsin!
Bu maç özelinde Dorde Nikoliç’e çok büyük bir haksızlık yapıldı. Galatasaray karşısında kalede Dorde Nikoliç’e şans verilmesi daha doğru olacaktı.
Kerem Atakan Keskin’i gönderdik, sonra neden geri aldık. Giden futbolcunun geri alınmasına her zaman karşıyım. Geldiği günden beri takıma hiç katkı sağlamadı. Maçın sonlarına doğru “kurtarıcı” olarak oyuna aldık, olacak iş değil!..
Sivasspor, blok halinde 8-9 futbolcu ile yine defansif bir oyun tercih etti.
İşin ilginç tarafı bu kadar futbolcu ile defans yapmamıza rağmen, defansın arkasına atılan her top gol pozisyonu oldu.
Böyle bir skorla alınan mağlubiyetin ardından, “şu oldu da bu oldu gibi” süslü cümlelerle ifade edecek bir oyun oynamadık.
Tek tek yazmaya gerek yok, tüm futbolcular sahada gezdiler ve ikili mücadeleleri hep kaybettiler.
Sivasspor’da futbolcularda ikili mücadelelerde temaslı bir oyun oynamayınca Galatasaraylı futbolcular oyunu istedikleri gibi yönlendirdiler.
Kırmızı - Beyazlı futbolcuların sahada oynanan oyuna ve skora isyan etmediklerini çıkan kartlara baktığımızda çok net görüyorum. Sivasspor’da 3 futbolcu sarı kart görürken, Galatasaray’da hiçbir futbolcuya kart çıkmadı.
Sahada skoru kabullenmiş bir oyuncu grubu olduğunu söylemek daha doğru olacaktır.
Karşısındaki şampiyonluğun en büyük adayı Galatasaray’da kaliteli ayakları Hakim Zyech, Mertens ve İcardi ile yakaladıkları pozisyonları boş geçmediler.
Her ne kadar golleri bu futbolcular atmış olsa da Galatasaray’ın galibiyetinin mimarının Barış Alper olduğunu söylemek lazım.
Sivasspor, takım halinde çok kötü bir oyun oynayınca “çok kötü bir skorla” karşılaştı.
Sivasspor’da forma giyen futbolcuların kapasitesi ve gücü demek ki bu!
Kısacası, İstanbul’da Galatasaray karşısında her hattıyla tel tel döküldü Sivasspor.
İstanbul ekibi Sivasspor’a 90 dakikalık güzel bir futbol dersi verdi.
Bülent hoca, yatsın kalkasın skorun burada kaldığına dua etsin.
Anlaşılan o ki Bülent Hoca’nın Galatasaray karşısında ilk 11’de şans verdiği futbolcularla hiçbir hedef kovalanamaz.
Sonuç olarak; Alınan skor, Sivasspor adına utanç verici!
Kalın sağlıcakla...