Milli takımımız son 5 günde iki hazırlık karşılaşması oynadı.
Her iki karşılaşmada da son derece kötü bir oyun sergiledik ve toplamda yarım düzineden fazla gol yedik.
İlk oynadığımız Macaristan karşılaşmasında mağlup olsa da takımımızı etkili ve göze hoş gelen bir futbol sergiledi.
Fakat, Avusturya karşısında hiçte beklemediğim bir oyun ve skorla 6 gollü bir mağlubiyetle karşılaştım.
Bizim çocuklar, her iki maçtada aldıkları bu kötü skorlarla, Ay-Yıldız sevdalılarını üzdü ve hayal kırıklığına uğrattı.
Evet oynadığımız maçlar, hazırlık karşılaşmalarıydı ve teknik direktör Montella tüm futbolcuları görmek için farklı onbirlerle sahaya çıktı.
Şundan eminim ki, Avusturya karşında savunmada oynayan dörtlü ve Salih muhtemelen Almanya’da oynayacağımız maçlarda milli takım kadrosunda yer almayacaklardır.
Artık kaleci Uğurcan’ında Milli takımımızın kalesini koruyacak kapasitesinin ve tecrübesinin olmadığını bir daha gördük. Israr etmenin bir anlamı yok. Ligimizde daha kaliteli kaleciler var.
Tabi ki, benim milli takımın kalesi için favorim Mert Günok...
Maçlar her nekadar hazırlık amaçlı oynansa da alınan kötü sonuçlar, bir yıkım yarattı.
Oynadığımız her iki maça bakarsak, EURO 2024’de çok canımız yanacak ve erken eve döneceğiz gibi geliyor bana...
Herkes şapkasını önüne alıp düşünecek ama en önemlisi Teknik Direktörümüz Montella daha fazla düşünecek!
Ben, daha önceki yazılarımda da ifade etmiştim! Türk milli takımımızın başında “Türk Hoca” olmalı.
Bizim ülke insanı olarak milli takımımıza bakışımız çok farklıdır.
Futbol takımı değil, tüm branşlarda Milli takımlarımızın oynadığı müsabakaları farklı bir duygu ve hisle izleriz.
Takımlarımızın sahada yaptığı mücadeleyi tribün de ve televizyon karşısında iliklerimize kadar hissedir.
Söz konusu milli takım oldum mu? Kalbimiz bir başka çarpar.
Ben de birçok futbolseverin düşündüğü gibi Türk Milli Takımı’nın başında bir Türk hocanın olması taraftarıyım.
A Milli Takımı'mızın önceki yıllarda kazandığı başarılara baktığımız da başında hep Türk teknik direktörler vardı.
Kim mi bunlar; Mustafa Denizli, Şenol Güneş ve Fatih Terim.
Şuana kadar en büyük başarımız ise, Dünya 3.lüğü ve bunu da teknik direktör Şenol Güneş yönetiminde kazandık.
Avrupa Kupası’na katılma başarısını Teknik Direktör Mustafa Denizli ile başardık. Bir başka Teknik Direktör Fatih Terim ile öyle karşılaşmalar oynadık ki “Biz Bitti Demeden Bitmez” sloganı çıktı ortaya ve Fatih Terim ile Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynadık. Biz ülke insanı olarak bu tarz maçlara milli dava olarak bakıyoruz.
Bizim yaşadığımız o hissi, yabancı hocalar takımın başında “duygu” olarak hissetmiyor ve yaşamıyor.
Bunu açık ve net olarak görüyorum.
Bırakalım artık şu yabancı teknik direktör hayranlığını.
Milli takımı çalıştıracak bilgi, beceri ve kapasiteye sahip bir çok yerli hocamız var.
Neden bunlar tercih edilmiyor?
TFF’de bulunduğu söylenen “LOBİ” izin mi vermiyor?
Ne dersiniz?
Kalın sağlıcakla...