Ya tamamıyla biterse!

Su! Nasıl da hayatın ta kendisi, yaşamı idam ettirmek için olmazsa olmazlardan. Kısa süreli su kesintileri bizi ziyadesi ile telaşlandırıyor. Belki en kolayı eleştirmek, kızmak, suçlu aramak, tabii ki altyapı daha iyi olabilir bunun üzerine yoğunlaşılabilir böyle de yapılmalı. Lakin kapımızın önünü süpürürsek tüm mahalle temiz kalacaktır. Meselesini öğrenemedik henüz,tabiatta her şey sadece bizim için var olmadı. Hep birlikte yaşıyoruz tabiata açtığımız zararla kul hakkına giriyoruz. Su tüketiminde bizim üzerimize düşen nedir?

Su tüketimi denince aklımıza ilk gelen şey musluğu çevirdiğimizde akan su, fakat sadece bundan ibaret değil. Kullandığımız yiyecek, içecek, kıyafet için her alanda tabii ki su. Yarım litre pet şişenin üretimi için 5,5 litre su harcanıyor. Bir kilo pirincin üretimi için 3400 litre su. Bir adet portakal için 50 litre su. Bir adet kolayca buruşturup attığımız A4 kağıdı için 10 litre su. Bir dilim ekmek için 40 litre su harcanıyor. Nasıl da kolayca israf ediyoruz. Halbuki 'Yiyiniz içiniz fakat israf etmeyiniz’ diye uyarılmıştık. Bizim alım gücümüz varsa israf etme lüksümüz de var gibi geldi sanki. Fakat ayetin devamında ‘Allah israf edenleri sevmez’ diye buyuruyor, israftan korkmayan nefsimiz bu ikazdan payına düşeni alır umarım.

Devam edelim, sadece bir tişört için kullanılan 250 gram pamuk için 2700 litre su kullanılmakta. Sayısını bilmediğimiz kıyafetler, ayakkabılar için ne kadar su harcanıyor görelim. Bir anekdot paylaşmak isterim. 'Adamcağızın birinin zamanında sadece iki adet elbisesi varmış, birini çıkarır yıkar diğerini giyermiş. Sonra kendisinin rüyasında öldüğünü ve cennet de olduğunu görmüş. Cennet de bir sofra kurulmuş, adam gitmiş oturmuş, bir ses “sen ordan kalk, oraya sadece bir elbisesi olanlar oturacak denmiş.” Şu an bunun israfı önlemek için derlenmiş bir şey mi gerçeklik payı var mı bunu tartışmak yerine, israfı durdurmak için ne yapabilirim buna bakmalıyız. İlkokuldaydım gap suyu projesinde, öğretmeniz kompozisyon yazmamızı istemişti. Öğretmenimden dinlediğim kadarıyla yazdıktan sonra, çok da vakıf değilsiniz o yaşlar da, şöyle yazmıştım son cümleyi 'Unutmayalım Gap suyu can suyu.' Şimdi yıllar sonra su ile yazı yazarken bu anım aklıma geldi sizinle paylaşma istedim.

Yaşam güzel, inanan insanlar için yeis büyük günahlardan sayılmıştır. Biz inanıyoruz ki bu topraklar susuz kalmayacak. Öyle bir merhamet dolu medeniyetin torunlarıyız ki, bizim atalarımız her sahada vicdan rüzgarı estirdi. Biz ülke olarak hep kol kanat açtık ihtiyaç sahiplerine, bereket yağsın bu topraklara rahmet yağsın inşallah.

Biz bize düşen bir şey var mı dedikten sonra, ilgili makamları eleştirelim. Unutmayalım ki su varsa biz varız. Torunlarımıza biraz daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için gayret edelim.

Bir sonra ki yazı da buluşmak duası ile.