Futbol, dünya insanlarının esir alındığı, stadyumlarda uyuttuğu ve hatta tv ekranlarında büyülediği spordan öte bir şey! Şey diyorum, bunun tarifi yok…
İspanyol diktatör General Francisco Franco'ya şöyle bir soru sormuşlar: 'Yahu ülkenin yapısı bozuk. Ekonomi kötü, halk perişan. Herkes adaletsizlikten yakınıyor... Ama, hiç isyan yok!.. Bunu nasıl sağlıyorsun?' İspanyol diktatör şu cevabı vermiş: 'Bunu 3 F ile sağlıyorum.' Yani Franko, Futbol, Fiestave Fado (İspanyol arabeks müziği) ile. Diktatör Franco 'Onları yüz binlik beşiklerde uyutuyorum' diyordu. Diktatörün 'yüz binlik beşik' olarak nitelendirdiği yerler, stadyumlardı.
Turgut Özal ise, “24 kişinin 3’er dakika topla oynadığı oyun!” olarak nitelendirmişti.
Emperyalist ülkelerin oyunlarının dünya kupa maçları sırasında sergilediklerini bilmeyen yok! Dünya futbol büyüsüne kapılırken, bir ülkenin işgal edildiği, katliam yaptığı anlarda her zaman futbol büyüsüne kapılmış dünyayı görürüz.
Nijerya'da emekli general ve resmi unvanı Koro Olukoro olan hükümdar Segun Aremu'nun sarayına baskın düzenlenmesinin ardından kral öldürüldü. Yetkililer kralın eşiyle birlikte bir kişinin daha kaçırıldığı belirtti. Saldırganların kim olduğu veya fidye isteyip istemedikleri henüz bilinmiyor.
Tam da bu sırada Nijerya futbol takımı Afrika Uluslar Kupası’nda çeyrek finalde Angola ile mücadele ediyordu. Milli takım olaylardan uzak, halkına seyri yüksek oyununu sergiliyordu…
Bir ülke düşünün, enflasyonun darboğazında. Sıkıntılar fazlasıyla artmış, piyasa durmayan zamlarla çalkalanıyor ama halkın gündemi futbol. 
Simit çay edebiyatının hesabında ama futbolun nabzında olan bir toplumun uykusu felaketin boyutudur.
İşte bu beşik şu anda dünyayı ve ülkeleri sallıyor…
Uyuyan ve uyumayanlar bu boyuttan bakılıyor…