Yeniçeri bozmaları vardır, istemezler, "İstemezüüük" derler, akideleri ağızlarından atarlar, yerlerde çiğnerler...

İstemezler, düzeni bozanı istemezler, Lalayı istemezler, paşayı istemezler, esasında en başta Padişahı da istemezler ama güçlerinin yettiğince paşaya razı olurlar: "İstemezüüüük!"

Düzen bozuldu zira...

Yatarak para kazanılmayacaktır, kakara kikiri ile günler geçmeyecektir...

Komutanlarında yapılan değişikliğe "istemezüüük!" derler aslında, topladıkları haraçların hiç edilmesine "istemezüüük!" derler aslında, şimdilik bir kelle ardından gelene de aba altından gösterilecek sopaları da hazırdır...

Bir 4.Murat gelecektir, gelmiştir de aslında, akitler yapılacak, yerdeki akideler alınacak az kaldı, bilirim...

Sürgün müdür istemezüüük! Hayırdır, sürgün ne olaki!

Vali Halil Rıfat Paşa'dan bilirler esasında çalışmanın ne olduğunu Yeniçeri kabadayıları... Onlarda zamanında Halil Rıfat Paşa için de demişlerdi "İstemezüüük!" diye... Vezir olarak Selanik Valiliği'ne getirildiğinde 1880 yılında çetelerden dolayı sıkıntı yaşayınca istifa etmiş ve bunun üzerine sürgün yeri olarak 1882 yılında Sivas Valiliği ona vezirlik görevi alınarak verilmişti. Tam 3 yıl Sivas'ta görev yaptı ve eserleri hakkında şimdi bile herkesin ağzından düşürmediği latiflikler ve dualar eşliğinde dizinimleri yapılıyor...

Dedik ya, bir Vali Halil Rıfat Paşa gelir, tembel olanların "istemezükkk, sürgün Vali istemezükkk!" lafları arasında 3 yılda Sivas'ı abad eder...

Bilmem, öylesine aklıma geldi...

Bugünlerde "istemezüüük" lafları arasında...

Yunus Emre'yi de rahmetle anmak lazım burada, hani der ya: 

Derviş Yunus bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni sıygaya çeker
Bir Molla Kasım gelir...

Bizimki de o hesap, doğruyu söyledik, sıygaya çekenlere de selam olsun...

Çok sevdiğim bir gazeteci-filozof-düşünür-yazardan noktayı koymak isterim, anlayan anlayacaktır

Karl Krause der ki: "Ve kaos hoşgelmiş... Çünkü düzen başarısız oldu."