Üniversitenin son yıllardaki yönetimi, özellikle Prof. Dr. Alim Yıldız dönemi, birçok tartışmayı beraberinde getirmiştir. 
Bu dönemde gerçekleştirilen çalışmalar, üniversitenin geleceği açısından benim açımdan dönüm noktası niteliktedir. Ancak, her yönetimde olduğu gibi, bu dönemde de olumlu ve olumsuz yönler bir arada bulunmaktadır.
Bu yazıda, Yıldız dönemini eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirerek, üniversitenin geleceği için bazı önerilerde bulunacağım.
Amacım bir tartışma ortamı yaratmak değil, objektif bir bakış açısı ile ele almaktır.
Daha önceki yazılarımda olduğu gibi kişisel karşı görüşler elbette olacaktır. 
Herkesin görüşüne ve düşüncelerine de saygı duyuyorum.
Üniversiteyi yakından tanıyan birisi olarak akademik ve idari personelin, öğrencilerin ve mezunların görüşlerini de dikkate alıp ele aldığım bir yazıyı sizlere aktaracağım.
Üniversite Ne Durumdan Nereye Geldi?
Alim Yıldız döneminde üniversitenin akademik ve idari yapısı, öğrenci sayısı, fiziksel imkanları ve sosyal etkinlikleri gibi birçok alanda gelişmeler kaydedilmiştir. 
Prof. Dr. Alim Yıldız'ın göreve gelmesiyle birlikte üniversitemizde, özellikle akademik kadroda güçlenme, fiziksel altyapı yatırımları ve uluslararası ilişkiler geliştirme konularında önemli adımlar atıldı.
Üniversite, bu dönemde daha modern bir görünüme kavuştu, öğrenci sayısı arttı ve akademik çalışmaların kalitesi yükselmiştir.
Yıldız, araştırma merkezlerine büyük önem verdi, bilimsel çalışmalar destekledi. Bunun yanı sıra Üniversite-Sanayi işbirliği daha da geliştirildi.
Alim Yıldız’dan önceki dönemlere baktığımız zaman üniversitenin yön levhası bile yoktu. Aydınlatmaları yetersizdi. Fiziki alt yapı iyi değildi.
Ve… Üniversite birilerinin çiftliği konumundaydı.
Bunun yanı sıra yeni binalar yapıldı. Mevcut binalar modernize edildi. Böylece öğrenci ve akademisyenlerin çalışma koşullarını iyileştirmiştir.
Yıldız’ın yapmış olduğu en önemli katkılardan birisi ise kuşkusuz farklı ülkelerdeki üniversitelerle işbirliği anlaşmaları olmuştur. Bu durum, üniversitenin uluslararası alanda görünürlüğünü bir nebzede olsa arttırmıştır.
Öğrencilerle her zaman iç içe olan Yıldız, onların sosyalleşmesi ve gelişimine katkı sağlamak amacıyla çeşitli kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlenmiştir.
Bu konuda Alim Yıldız’ın hakkını yememek gerekir, Üniversiteyi belli bir noktadan alıp ileriye taşıdı.
Eminin daha birçok katkısı oldu. Bunlar saymakla bitmez. Ben aklıma gelenleri sizlere atarmış oldum.
Gelelim Olumsuz Gelişmelere…
Özellikle bazı akademik ve idari personeller Yıldız yönetiminden rahatsızdı.
Personel ilişkilerinde sorunlar yaşandığını, bazı akademisyenler ve idari personel ile yönetim arasında gerginlikler oluştuğunu birçok kez duymuştum. 
Yıldız ayrıca, özellikle sık sık gündeme gelen hısım, akraba kayırmacılığı ile adından çok söz ettirmiştir. 
Bu durum haliyle adalet, liyakat ve ehliyet gibi durumların eksikliğini gün yüzüne çıkarmış kutuplaşmayı beraberinde getirmiştir. 
Üniversite hastanesi maalesef yıllardan beridir ileri bir seviyeye gelemedi. Bu durumu Yıldız’da başaramadı. Diş Hastanesinde gösterilen başarı maalesef burada gösterilemedi.
Sonuç Olarak…
Hepimiz insanız, elbet hatalarımız olacak. Eksikler, yanlışlar yapacağız. Önemli olan hatalarımızdan ders çıkartmaktır.
Yeni gelen Prof. Dr. Ahmet Şengönül’ün, Yıldız döneminde başlatılan başarılı çalışmaları daha da ileriye taşımakla birlikte, akademik ve idari personel işbirliğinin arttırarak şeffaflık ve personel memnuniyeti gibi konulara daha fazla önem vermeleri gerekmektedir. 
Üniversite hastanesine daha fazla önem verilmeli. Hastalar memnun edilmelidir. 
Daha çok bilimsel çalışmalar yapılmalı, üniversitenin marka olması yolunda zemin hazırlanmalıdır.