Şimdi bundan sonrası artık kaçınılmaz bir gerçek olarak önem kazanmıştır… Bundan sonra ne yapılmalı? Deprem kuşağının içinde olan ve her an her zaman bir yerde en az 7 şiddetinde depreme maruz kalacak olan güzel ülkemizin her karış toprağında ne yapılmalı? İşte konuşulacak değil artık, yapılacaklar söylenmeli ve yapılmalı… İlk önce bilgi kirlilikleri önlenmeli, devlet biran önce kendini alim olarak gösteren ve bir sürü zıvanalar dile getirenleri susturmalı, işi ehline vererek liyakat sahibi insanların dilinden, kaleminden bilgilere ulaşmalı… Bu yurtta ebedi olarak kalacak olan bizler canımızı sağlam binalara emanet etmeliyiz… Tıpkı Japonya gibi… Büyük sarsıntılara rağmen ayakta kalacak olan binalar yapılmalı güzel ülkemde… Bakanlıklar, belediyeler herkese bina yapma yetkisi vermeyecek… Köyden yeni gelmiş, iki tuğlayı üst üste koymayla müteahhit olmuş insanların yaptığı binalar ortada, sonuç vahim… Allah’ın sonsuz merhametine sığınan bizler, sonradan görme müteahhit bozuntularının merhametine kalmanın acı bilançolarını yaşıyoruz… Deprem yönetmeliğine göre binayı yaptıklarını söyleyenlerin afette yıkılan evlerini şimdi gördük, hala ilanda ‘Deprem yönetmeliğine göre yapılmış’ denilen bina herkesin gözü önünde çöktü… Binalar ehil insanların yapımına sunulacak… Mühendislerin sıkı denetimi Bakanlık, Belediye nezdinde gerçekleştiriliyor ama kontrollükte büyük sıkıntılar olduğu gerçeği artık gizlenemiyor. Hammurabi Yasası derki, “Bir kimse binayı yaparsa o binadan o sorumludur. Bina çökerse o kişi idam edilir!” Net… Bu gibi yasalara ihtiyaç var… Ve deprem alanı tesbitinde fay hattına yönelik çalışmalar artık dikkate alınmalı. Fay hatlarının güzergahları daha sıkı bir şekilde tespit edilerek altyapıların da bu noktada yapılmasının önemi ortaya çıktı. Çünkü yollar bölündü, kırıldı, geçilemez hale geldi… Kanalizasyonlar, içme suları bitti, yok oldu… Hastalığa davet oluştu… Altyapı çok ama çok önemli. Altyapılar sağlam bir zeminde oluşturulmalı, özellikle fay hattı üzerinde yapılmamalı. Ve atıklar… Milyonlarca ton bina kalıntıları, atıklar… Sistematik bir şekilde bu atıklar geri dönüşüme sağlanması gereken bir altyapıya mutlaka kavuşturulmalı, yoksa boş arazilere dökülecek olan bu cüruflar ilerisi için büyük sıkıntıları beraberinde getirecektir… Uzun konular ama artık geç kalmadan yapılması gereken konulardan bahsediliyor… Liyakat sahibi insanlar bu konuları dile getiriyorlar… Dedik ya, Allah’ın merhameti sonsuzdur, acıyandır, bağışlayandır… Ama kulların merhametine bırakılırsak işte sıkıntı burada başlamaktadır…