Özel günlerde bir söylemimiz vardır:''Sadece bir gün değil her gün''... Takvimler belki 8 Mart'ı göstermiyor lakin benim yüreğim de bir kaç kadının hayatından küçük kesitler var ve gönlüme sığmıyor artık: ''Ben şuan iyi bir kurumda yüksek düzey yöneticiyim ama çoçukluğumu sorarsanız yokluk içinde geçti. Kömür alamamak soğuk da kalmak zorlu günlerdi. Bir keresinde okulda yerli malı vardı, herkes evden bir şeyler getirmişti. Cam fanusun içinde çok güzel duran bir kek vardı. Gözüm sürekli üstündeydi, üstündeki fanusu kaldırıp, keki almak, yemek, o kadar çok istiyordum ki. Cesaret edemedim. Neden mi? Biz fakiriz ve ben onu yememem gerektiğine inanmışdım. Sanki biri bana içimden bunu fısıldıyordu. Şimdi üzerinden onca yıl geçmesine rağmen her kek gördüğümde, yerli malındaki kek gelir aklıma ve ona uzanma cesaretinde bulunamamış küçük kızı sarar sarmalarım.'' Şuan çok güzel bir mevkide olan bu hanımefendinin hikayesi beni o kadar çok etkilemişti ki anlatamam, sınırları bazen yaşam şartlarımız belirliyor sanki ama o artık güçlü bir kadın. Maalesef yaşam şartları hali hazırda düzelmemiş yeni şahit olduğum bir hikaye daha anlatacağım. Oturdukları ev kira, eşinin işi sıkıntılı, kendi çabasında gayret eden bir kadın. İlk defa temizliğe gittiğinde ettiği sözler içimi burktu. ''Kolaydı,  hemen işleri yaptım bitirdim. Öğle yemeğinde hazır yemek verdiler. Gelirken marketten peynir aldım, çay aldım, borcum vardı bir yere onu ödedim. İş yaparkende ev sahibinden hiç utanmadım." Ah canım kadın sen neden utanacaksın adaletsiz olan dünya utansın. Yüreğime bir kıymık daha battı sanki... Keşke akademik hayat elinden alınan kız çoçuğunun, koluna bir altın bilezik takılabilse. Şimdi öyle değil erkek çocuğu, kız çocuğu ayrımı yok ama bir zamanlar öyle değildi. Bir başka hikayede de şimdi mesleki doygunluğa ulaşmış bir hanımefendinin  ''Ailem beni orta okula göndermedi, bir gün dışarı çıktım, bakkala ekmek almaya gidiyordum. Ayağımda kapının önünden giydiğim büyük kara lastik ayakkabılar. Bir baktım arkadaşlarım okula gidiyor, hemen saklandım bahçe duvarının arkasına, içim yandı.. Ne ateş vardı ne de duman ama içim yandı... Asla kadın erkek diye bir davam yok ama bu memlekete ne zaman 8 Mart kutlanmazsa bilin ki her şey yolunda. Çok zeki bir kızın babası olan bir beyefendi keşke şunun aklını oğlana boşalta bilsem derken  nasıl bir zihniyet sizce? Hayat altın tepsi ile sunmadığı halde söke söke alan herkesi ayakta alkışlıyorum. Güzel hikayeler de buluşmak duası ile.