Ay çiçeğinin en güzel yemişidir çekirdek, bir de kabak çekirdeği vardır ki midelere şifa. Türk milleti olarak bu yemişleri tüketmeyi çok ama çok severiz. Çeşitleri vardır, incesi tombulu, tuzlusu, tuzsuzu, çok tuzlusu, kavrulmuşu, çiy olanı. Çin çekirdeği bize biran bulaştı, elleri kömür gibi eden çekirdek, bana tatsız gelmiştir hep. Elleri olduğu gibi ağzı da simsiyah ediyordu, sevmedim. Dedim ya, Türk Milleti olarak bu yemişleri yani Sivas tabiri çekirdek çitletmeyi çok ama çok seviyoruz. Nerede olsa ellerde çekirdek çitir çitir çitletiriz. Evde, sokakta, piknikte, park alanlarında. Fütursuzca, uluorta bu çitletmeleri bir yarış halinde sürdürürüz. Bıkarız, tadına vardığımızdan “bu son!” diye çitlemenin ardı arkası asla kesilmez… Gramla değil neredeyse kiloyla aldığımız kese kağıdındaki çekirdeğin son tanesine kadar hırsımız devam eder, bilen bilir! Laftan çok çekirdek çit sesi vardır, hele hele bir de çay varsa yanında sohbet artık geride, çekirdek yarışının “çit!” sesi tercihimizdir artık… Ama çekirdekten gelmesi gereken bir adap olmalı değil mi? Çevre temizliği gibi… Sabah erken saatlerde yürüdüğümüz yolların çekirdek kabukları ile dolu olduğunu gözlemlerken, özellikle çimenlerin süsü! Gibi gözlerimize batan bu kabuklar çekirdek meselesinin ortaya çıkartıyor. Sorun çekirdekte değil, sorun insanlarımızın çekirdeklerinde!... Bir usul olmalı değil mi? Usulsuz usul olmaz! Öğretisinden hareketle diyorum ki: nasıl ki evinizde çekirdekleri çitletirken halılara, yerlere atmıyorsak, doğaya da aynı saygıyı gösteremez miyiz? Bir an Sivas Belediyesi böyle bir uygulama başlattırmıştı. Demişti ki, “Çekirdek yemişi alanlara bir de boş kese kağıdı verilsin. Kabuklar bu boş kese kağıdına bırakılsın!” Sadece denildi… Sonuç ortada!... Dinleyen yok! Çimenler, parklar, kaldırımlar, yollar, dinlenme alanları çekirdek kabuklarından oluşan çöp yığınları halinde… Çekirdek bir mesele ile karşı karşıyayız yani… Herkes evinin önünü süpürse sorun kalmayacak mantığı bu ülkemiz insanlarında unutuldu… Yıl 2015. ABD Dışişleri John Kerry’ye evinin önündeki karları temizlemediği için 50 dolar para cezası kesilmişti, unutmam. ABD Dışişleri Bakanı bile olsan cezadan kurtuluş yok! Sorarım, böyle bir adalet sistemindeki devlet çöker mi? Her şeyi devletten bekleyen bir yapının organizması olduk bizler… Evinin önü pislik içinde, “Nerede Belediye!” diye söylenen zat, neredeyse evinin temizliğini bile ister hale geldiyse, çekirdek kabuklarının bu rezaletini çok görmemek gerekiyor her halde! Dedim ya, çekirdek bir mesele bizimkisi… Çekirdekten yetiştirilecek bir mevzuu bu mesele… İnsanı yetiştirmek gerek… Sistem ondan sonra düzelse gerek!