(09/04/2020, gündüz)
Mülkiyetinden vazgeç. Sen kimin mülküsün onu ara onu bul. Başkasını tanıman seni ne yapar bilemem ama kendini tanıma seni aydınlanmış insan yapar. Aydınlanma aşkın çocuğu. Duş alırken aklıma geldi, bunlar. Aşkın çocuğu aydınlanmış kişiye zamanda emanet edilir. O nedenle aydınlanmış kişi her zamanda aydındır. Sonra şu geldi; yaşlanınca tek başına nasıl yıkanacaksın? İşte bu soru beni duşun altında boğdu.
Saat 3.30.Uykum kaçtı. Komedi programına bakıyorum. Odam soğuk. Ne yazacağımı bilmeden yazmaya çalışıyorum. Yazmak beni rahatlatıyor. Beynimde ki bütün olumsuz düşünceleri yazarak atıyorum. Ben profesyonel kitap okuyucu, amatör yazıcıyım. Yazmak hoşuma gidiyor. Yazmak beni rahatlatıyor. Rahatlık kafada başlıyor belli. Yazdıkça kafamın içi boşalıyor. Bu özelliğimi virüs günlerinden öncede bildiğim için ne zaman iç dünyama kapansam, hemen yazmaya başlıyor ve içimi yazıya dökerek rahatlıyorum. Acaba profesyonel yazıcılarda mı aynı ruh halinde? Bunu sormam ve öğrenmem gerek. Okumak kolay bir eylem ama yazmak zor. Çünkü yazmak için düşünmek gerekir. Düşünmek sevgi gibidir ve zordur. Oku emri var ama yaz emrinin olmadığını söylemek bana çok akıllıca gelmiyor. Neden mi? Yaz emri verilmemiş olsaydı Kur’an nasıl yazılacaktı? Dolayısıyla her mümin hem okumalı hem yazmalı. Bu nokta Türkülere konu olmuş; hem okudum hem de yazdım/ Yalan dünya senden bezdim. Demek ki, bu yalan dünyadan bezmek veya dünyadan uzaklaşmak için hem okumalı insan hem de yazmalı. Okumak ve yazmak demek ki insanı başka bir dünyaya götürüyor. O nedenle okuyan ve yazanın ruh haline farklıdır.
Beynim, beynimi yönetmek istiyor. Beyni yönetmek müthiş bir şey. Beyni kontrollü ve dengeli yönetmek için mutlaka kalbinde vicdan merhamet duygularına ümitlerini katarak beslemelisin. Beyni yönetmenin ilacının bu üç karışım olduğunu bu süreçte anladım. Denetimli beyinle nefes almak bir meydan savaşı değildir. Tam aksine sadece yaşama ümididir.
Beyni yönetmek aklı yönetmek değil. Beyin bütün organlara akıl ise sadece akıl yürütme merkezini kontrol eder. Yani beyin aklı yönetir. Akıl beyin içinde bir merkez. Batılılar bu akıl merkezini yönetmeye rasyonalizm der. Özellikle beyin humması yaşayan
Weber, hani kırk gün deli dersen birine deli olur diye büyüklerimiz, beynin hikmetini çözdükleri için uyarmışlar. Beyin kabullenince beden ona uyar demek istemişler. Beyin denetiminin derinliğini bu cümle yetmiş. Artık ne kurt beni yiyecek diye kuzuya ne on dokuz derecede donarak öleceğim diyeni örneklemeye gerek yok. Aklımla konuştuğun gün.
Virüs Günlerimde Seyr-i Lamekan-Seyr-i Lazaman 6
Zeki Özdemir
Yorumlar