Türk futbolunda adeta bir gelenek haline geldi kurban kesmek.  

Spor dallarının hepsinde görmesek de futbol takımlarımızın birçoğunda sık sık yaşanır hale geldi.  

Futbol takımlarımız her kötü gidişin ardından mutlaka bir kurban kesme ihtiyacı duymaya başladılar.  

Hani geçmişten gelen bir söz vardır, “Kurban kaza bela savar” diye…  

Evet, kaza ve belalardan korunmak amacıyla “bizim adetlerimizde” kurban kesilir. 

Kurban, sadaka niyetiyle başımıza gelebilecek olumsuzluklardan korunmak niyeti ve ümidiyle de kesilir.   

Şunu da sizlere tekrar hatırlatmak isterim ki; Bela ve musibetlerden korunmak için Peygamberimiz (SAV) sadaka vermemizi tavsiye etmektedir.  

Futbolumuzda da bir gelenek haline geldi, takımlarımızın yaşadığı kötü gidişata kurban keserek 'DUR' demek!  

Zaman ilerledikçe artık bu durum yani “kurban kesmek” futbolseverler tarafından benimsenmeye ve kabul görmeye başladı.  

Tabi birde takımlarımızın sezon açılışları var... 

İşte, Sivasspor’umuzun “Kurban hikayesi” de burada başlıyor! 

Her yeni bir başlangıç için de “adettendir” bizde yine kurban kesilir.  

Ev inşaatına başlarken, dükkan yani yeni işyeri açarken ve hayırlı bir işe girişirken de kurban keseriz.  

Dedim ya futbol takımlarımız yeni sezonu açarken de kurban keser hale geldik! 

Sivasspor’umuz sezon açıyor... 

İşte böyle bir günde Sivasspor, 2011 -2012 yılında sezon açılında her zamanki gibi kurban kesti...  

Peki ne mi oldu dersiniz?  

Sivasspor’un sezon açılışı için hazırlık maçı yapmaya o sezon “Rad Belgrad” takımı geldi.  

Evet, Yiğidolar birçok futbol kulübümüzün yaptığı gibi yeni sezona başlarken sahada kurban kesme geleneğini sürdürdü.  

Sivasspor ile hazırlık karşılaşması oynamaya gelen ve bu duruma pek alışık olmayan Sırp oyuncular sahada kurban kesilmesine çok şaşırmışlardı.  

Bu durum günlerce “Sırp medyasında” yer aldı.  

O dönem Sırp medyasına konuşan Rad Belgrad takımının kaptanı Radomir Kokovic, Sivas'ta sıra dışı bir olayla karşılaştıklarını belirterek, maçtan önce yaşadıklarını şöyle anlatıyordu: "Isınmak için tünelden sahaya doğru gidiyorduk. Birden önüme koyunu sürükleyen iki adam çıktı. Aklıma ilk gelen şey bu koyunun takım maskotu olabileceği idi. Ancak kısa bir süre sonra elinde iki büyük bıçak olan biri daha geldi. Gerçekten çok korktuk ve tekrar soyunma odasına döndük." şeklinde ifade etti. 

Maçın başlama saati yaklaştığında hakemin çağrısıyla tekrar sahaya çıktıklarını dile getiren Kokovic, sözlerine şöyle devam ediyordu; "O sırada tribünler coşmuştu. Büyük bir uğultu vardı. Sivassporlu futbolcular ise üzerlerine yerdeki başı kesilmiş koyunun kanını sürüyordu. Hatta takım kaptanları bana tokalaşmak için yaklaştığında elleri kan içindeydi. Sahada da kan izleri vardı. Onlar için belki bu durum son derece doğal bir manzara ama futbol sahasında böyle bir şeyi beklemezdim doğrusu. Bu olay bizi maç boyunca gerçekten olumsuz etkiledi ve sonuçta 4-1 yenildik. Türkiye'de yaşadıklarımızı uzun zaman asla unutamayacağım." şeklinde sözlerine son verecekti.  

İşte o gün “bizim için normal” ama “Sırplar için ilginç” bir gün yaşanmıştı.   

Kurban Bayramı’nı idrak ettiğimiz bu günlerde bu yaşadığım olayı ve benim için anıyı sizlerle paylaşmak istedim.  

Daha nice “Kurban Bayramlarına” sağlık ve sıhhat içerisinde kavuşmak dileğiyle. Bayramınız mübarek olsun. 

Kalın sağlıcakla...