Maçları, futbolun kendisini ve tuttuğumuz takımı neden uzaktan sevmeye başladık?
Sivasspor, memleketimizde en çok konuşulan mesele!
Sivas’ta kimsenin takım iyi gitmiyor diye faturanın tamamını futbolculara kesmediği günler yaşıyoruz.
Sivasspor’u ve futbolcu konuşmuyoruz!
Takımın başında ki Teknik Direktör Bülent Uygun’u konuşuyoruz.
Teknik Direktörler, memlekette “herkesin” en iyi bildiği şeyi meslek olarak yapmak gibi bir şansızlığa sahipler.
Öyle ki ülkemizde teknik direktörlere mesleğini öğretme çabasında olan ve onlardan bu işi daha iyi yapacağını iddia eden futbolseverler var.
Ben olayın burasında değilim!
Bırakalım artık, teknik direktörle uğraşmayı...
Biz şehrimizin takımına nasıl destek oluruz, bunun yollarına bakalım.
Bizim için asıl olan kırmızı beyazlı temsilcimiz Sivasspor olsun.
Destek olmuyorsan, köstekte olma!
Diğer bir garip nokta ise, şehrin insanlarının kendi takımlarını bu kadar yerden yere vurmaları.
Bir insan, kendi şehrinin takımını neden bu kadar sahipsiz bırakır anlamak mümkün değil.
Belki de şehrimiz insanları içerisinde hayatların hiçbir Sivasspor’un maçına gitmemişlerdir.
Yeni 4 Eylül Stadyumu’nun içerisinin nasıl olduğunu bilmeyenler bile vardır.
O nedenle güzel şehrimin insanlarımıza diyorum ki; Yapıcı değilsin, bari kırıcı olma be gardaşım.
Sivasspor’un “puan cetvelinde” bulunduğu konum çokta kötü değil.
Yiğidoların, önemli bir kısmının bu konuyla uzaktan yakından ilgisinin olmadığı da açıkça görülüyor.
Sivasspor’la ilgili olan insanlarımızı bir kenara bırakırsak, ilgilenmeyenlerin temel gerekçelerinin başında genel olarak spora karşı olan “ilgisizliklerinin” geldiğini söyleyebilirim.
Neden acaba bu “ilgisizlik” diye de düşünmüyor değilim!
Sizlere de sormak isterim...
Futboldaki şiddet mi?
Stadyumlardaki kötü tezahürat mı?
Futbol piyasasındaki yüksek rakamlar mı?
Neydi bu insanların şehirlerinin takımlarına olan “ilgisizliği”.
İşte bizim bu sorunu, şehir insanı olarak çözmemiz gerekir.
Sultan Şehrimizin kırmızı beyazlı takımı Sivasspor’umuzun şehrimize neler kattığını bu insanlara anlatmamız gerekir, diye düşünüyorum.
Sivasspor’un şehrimizin tanıtımı için ne kadar önemli bir reklam yüzü olduğunu insanımızın bilmesi ve öğrenmesi lazım.
Lafa söze geldiği zaman mangalda kül bırakmayanlar, iş icraata geldiği zaman ortada yoklar. Evet, insanlarımıza Sivasspor’u ve futbolu zorla sevdiremeyiz.
Fakat, o takım şehrimizin adını taşıyor ise sorgusuz ve sualsiz sahip çıkmalıyız.
Soruyorum size; Sivas ismini Dünya’ya ve Avrupa’ya duyuran kim?
Yaaa, hep birlikte Sivasspor, dediğinizi duyar gibiyim.
Şehrin en büyük marka değeri olan Sivasspor futbol kulübüne bu kadar dar açıdan bakamayız.
Hele maçlarına gelmeyip, uzaktan hiç bakmamalıyız.
O halde Sivasspor için ne mi yapmalıyız!
Süper Ligde bir takımımız olduğu için gurur duymalı ve bunun tadını çıkartmalıyız.
Öyle uzaktan uzağa bakmaktan vaz geçmeliyiz.
Sevdiğimizi, maçlarına gelerek göstermeliyiz!
Tribünde yerimizi alıp, destek olmalıyız.
Çünkü, bu şehir de bizim Sivasspor’da…
Kalın sağlıcakla...