Biz sadece karşımızdaki kişinin yüreğine ayna tutabiliriz . Böylece herkes kendi kalbini okurur .En güzel buna örnek, Efendimizin hadisesidir .Her dinlediğimde, okuduğumda tekrar aynalık görevimi hatırlarım .
Bir gün Peygamber efendimize rastlayan Ebu Cehil, efendimizin yüzüne baktı ve:
''Ya Muhammed ne kadar çirkinsin. Senin kadar çirkin olan hiç kimseyi görmedim.” Dedi.
Peygamber efendimiz Ebû Cehil’in söylediklerine hiç şaşırmadan:
“ Haklısın!” buyurdu.
Aradan çok geçmeden Peygamber efendimize Hz. Ebu Bekir (r.a.) rastladı. Peygamber efendimizin olanca güzelliğini gören Hz. Ebû Bekir r.a.:
“ Ya Rasûlellâh ne kadar güzelsiniz!” dedi. Peygamber Efendimiz O’na da:
“ Haklısın!” buyurdu.
Bu iki cevaba da şahit olan eshâb-ı kiram, Peygamber efendimize:
“ Ya Rasûlellâh, çirkin olduğunuzu söyleyen Ebû Cehil’e de, çok güzel olduğunuzu söyleyen Hz. Ebû Bekir’e de: ‘Haklısın!’ buyurdunuz. Sebebini izâh eder misiniz?” dediler. Bunun üzerine Peygamber efendimiz: “Ben bir ayna gibiyim. Bana bakan, bende kendisini görür. Böyle olunca, bana bakıp kendi çirkinliğini gören Ebû Cehil, çirkin olduğumu söyledi. Benim yüzümde kendi güzelliğini gören Ebû Bekir ise güzel olduğumu söyledi. Ben de her ikisine de: ‘haklısın!’ dedim.” Buyurdu.
Kıyâmete kadar ne Hz. Ebû Bekir r.a. gibi Peygamber efendimizin güzelliğini gören, O’nun sevgi ve sevdasını gönlünün en müstesnâ yerinde barındıran mü’minler, ne de O’na düşman olan, düşmanlığının sebebini bile bilmeyen zavallılar, Ebû Cehiller eksik olacaktır.
Bizim vazifemiz Hz. Allah’a, Rasûlüllâh’a s.a.v. ve İslâm dinine olan düşmanlığı körüklemek, bu düşmanlığın çoğalmasına sebep olmak değil, kalbimizde olan Allah ve Peygamber sevdasını büyütmek, sevgi halkasını genişletmek, bütün insanların bu sevgiden nasiplenmesi için gayret göstermek olmalıdır.
O zaman bir sonraki yazıda buluşmak duası ile bana müsade ,hoşça bakın zatınıza .