Belli olan bir gerçek var: Üretim kaynaklı. Görüştüğüm kasap aynen şöyle dedi: Kesim hayvanı bulamıyoruz! Neden? Yemler çok pahalı! Ağıla girecek olan davarlar kesime verilmiş… Dahası, süt inekleri kesilmiş, sofralara et olarak sunulmuş… Şimdi? Süt çok para edince kalan inekler süt ineği olarak kullanılıyor. Sonuç? Kesim hayvanı bulunmuyor! Arz yok, talep çok! Dolayısıyla fiyatlar yukarı doğru çıkıyor… Önümüz Ramazan, fiyatların daha da artacağına dikkat çekiliyor. Çözüm üretim… Yapılacak olanlar neler? Kendi kendine oluşmayacak olan et ve süt için birilerinin üretmesi, üretenlerin de desteklenmesi gerekiyor… Mutlaka köye dönüşün desteklenmesi gerekiyor. Köye dönenlere damızlık desteği, yem desteğinin sağlanması gerekli, hemen… Şu anda büyük sıkıntı yaşanıyor ama, ileriye dönük olarak biran önce başlatılacak olan köye dönüş, dönenlerin hayvancılığa ve tarıma desteği ile birlikte gelecek kurtuluş reçetesini oluşturacak. Bu sırada tarım ve hayvancılığın merkezlerinden olan deprem felaketine uğrayan doğu bölgemizi unutmayalım. Buraların deprem yaralarının hemen kapatılması ve eski üretiminin biran önce sağlanması gerekiyor.  Dert çok büyük, eğer gerekli önlemler alınmazsa tarım ve hayvancılıkta ithalata kurban gideceğiz ve gün gelecek paramızla ne et bulacağız, ne de süt… Süt ve süt ürünlerinde ki bulunmama ise gerçekten felaketin boyutunu bize göstermekte. Para var denilecek ama, parayla satın alınacak ne et, ne de süt var artık denilmesi korkunç bir felaket.  Hani Kızılderili demiş ya: Beyaz adam paranın yenilmeyeceğini anlayacak ama iş işten geçecek… Hafzallah!...