Hayatımızı devam ettirmek için beslenmeye ihtiyacımız var. Ortalama çoğumuz besin tercihleri yaparken katkısız olsun, organik olsun, sağlıklı olsun diye düşünmekteyiz. Peki, bunun takıntı haline gelmesinin bir çeşit yeme bozukluğu olduğundan haberdar mıyız?

OrtoreksiyaNervoza (ON), 1997 yılında tanımlanmış olup; Yunanca kökenli orthos (doğru), orexis (iştah) kelimelerinden doğar. Diğer yeme bozuklarının aksine yenilen yiyeceğin miktarı değil; yiyeceğin içeriğine karşı bir takıntı oluşturulur. Ortoreksik bireylerin takıntıları; süt ve süt ürünlerinin hormonlu hayvanlardan elde edilip edilmediği, yemeklerin hazırlanışı sırasında besin değerlerinin azalıp azalmadığı, besin içeriklerinde kimyasal tatlandırıcıların bulunup bulunmadığı, gıda ambalajlarında kanserojen madde içerip içermediği ve ürün etiketlerinin yeterli bilgiyi sunup sunmadığı gibi çok çeşitli konularda olmaktadır.

Bakıldığı zaman çok masum ve sağlıklı bir yaklaşım gibi dursa da aslında bu kişiler istedikleri besinleri bulmak için ciddi efor sarf eder, besinleri bulamadıkları zaman aç kalırlar , y emekleri nasıl hazırlanacağı, yiyecekleri araştırması, yiyecekleri tartması ve yemekleri planlamasıiçin ekstra zaman harcarlar. Genel anlamda besinin içeriği, üretimi, hazırlanması, kullanılan ekipmanlar, yapan kişi gibi pek çok detayın takıntı haline getirilmesidir.

Son dönemdeortoreksiyanın görülme sıklığında artış olmuştur. Bunun sebebi zayıflıkla ilişkilendirilen güzellik algısı, medyanın diyete olan ilgisi ve ürünlerin içerikleriyle ilgili ve yine bazı ürünlerin katkı maddesi, boya ve kanserojen madde içermesi ile ilgili yapılan haberler.

Tedavisi nedir?  derseniz. Psikolojik temelli bir bozukluk olduğu için psikiyatri, beraberinde yemeklerle ilişkinin düzeltilmesi için diyetisyen ve tıbbi sorunlar oluştu ise alanın uzman hekimi ile tedavi süreci yürütülmektedir.

Bazen bize masum gibi gelen durumlar bazı kişiler için pek de masum sonuçlara sebep olmamaktadır. Bundan dolayı karşımızdaki insanın gerek yediği gerek giydiği gerekse bedeni hakkında yorum yapma hakkına sahip olmadığımızın bilincinde olalım. Bazen tek bir söz bile karşı taraf için tetikleyici olabilmektedir.

Yeni yazılarda görüşmek dileği ile. Sağlıklı günler dilerim.