Süper Lig’de şimdiye kadar oynanan maçlardaki birçok pozisyonda verdikleri kararlarda “kimi hakemin ak” dediğine “kimi hakem kara” dedi.
Her karşılaşmadan sonra hakemlerde insan “hata” yaparlar diyorum!
Fakat, her maçın ardından eleştirmeye başlıyoruz.
Öyle ki, yöneticiler, teknik direktörler ve futbolun asıl aktörleri olan futbolcular, mağlup oldukları maçtan sonra mutlaka hakem yönetimi hakkında serzenişte bulunuyorlar.
Maçın ardından yaptıkları basın açıklamalarında yada kameraları gördükleri zaman başlıyorlar "Falanca maçta aynı pozisyonda hakem penaltı verdi, falanca maçta vermedi. Bizim pozisyon penaltıydı, onların pozisyonu değildi. Top ele vücuttan geldi, yok el topa gitti." gibi..
Bu örnekleri her birlikte dahada çoğaltabiliriz.
Futbolun aktörleri ve taraftarlar, bu serzenişlerini dile getirirken genelde daha önce oynanan karşılaşmaları örnek göstererek haklı olduklarını anlatma çabasına düşüyorlar.
İşte bu serzenişlerin asıl nedeni, hakemlerin yönettikleri maçlarda verdikleri kararlarında belli bir standardı yakalayamıyor olmaları.
Bu ülkemize özgü bir durum değil, tüm dünyada da böyle...
Şunu da ifade etmek istiyorum ki; Hakemler maçlarını yönettikleri takımların “taraftarlar” kitlelerinin ve “maliyetlerinin” büyüklüğünden mutlaka etkileniyorlar.
Kimi hakem bu durumdan “az” kimi hakem “çok” etkilenir.
Maçlarda yaşanan bazı pozisyonlar "Gri" olarak değerlendirilir. Yani hakem takdiri verse de olur, vermese de...
İşte bu "Gri" pozisyonların çoğu hakemlerin takdirine bırakılır.
Hakem takdirine bırakılan pozisyonlarda maçın kimin sahasında oynadığı, takımların taraftar kitlelerinin çokluğu ve maliyetleri verilecek olan kararı etkilemektedir.
Bu tür pozisyonlarda hakemler, "insani" duygularından ve hislerinden dolayı verdikleri kararlarda farklılık gösterebilirler.
Her hakem, kişilik yapısı, tecrübesi ve olaylara bakış açısı ile farklı seviyede etkilenir.
Bu nedenden dolayı verdikleri kararları, maçı izleyen bazı taraftarlar tepki ile bazıları sevinçle karşılar.
Çünkü; taraftarlarda “insani duygular” taşımaktadırlar. Hakemin verdiği kararın doğru veya yanlış olduğuna değil, takımlarının lehine veya aleyhine olup olmadığına bakarlar.
Fanatizm de taraftarların “normal” algılamasını engeller!
Hakem yanlış karar da verse takımlarının “menfaatine” ise hiç sorgulamazlar. Taraftarlar hakemin doğru karar verdiğini düşünür.
O zaman, hakem “doğru” yapmamış olsa da insandır!
Hepimiz biliyoruz ki; bundan sonra oynanacak olan maçlarda da hakemler hata yapacaklardır.
Futbol oyun kuralları kitaplara nasıl yazılırsa yazılsın, hakem “yorumuna” bırakılacak pozisyonlar da mutlaka olacaktır.
Bu pozisyonlar da hakemler kimimize göre doğru yorumlamış, kimimize göre yanlış yorumlamış olacaktır.
Futbol oynandığı sürece “bu döngü” devam edecektir.
Önemli olan hakemlerin bilerek veya kasıtlı hata yapmamalarıdır.
Sahada terinin son damlasına kadar mücadele eden futbolcuların, haklarını doğru ve adil teslim etmelidirler.
Hakemlerin verdikleri veya vermedikleri kararlarla bir maçın “önüne” geçmemeleri tek dileğim.
Unutmayalım hakemlerde insan ve futbolun bir parçası.
Her ne kadar tartışılıyor olsalar da onlarsız “futbol” olmaz!
Kalın sağlıcakla...