Bu olacak olan. Ama bu tatil günü için ülkemizde neler yaşandı bir hatırlayalım isterseniz ve ardından bu tatilin ne anlam ifade etmesi gerektiği hakkında da bir düşünelim, ne dersiniz? İlk olarak 1 856'da  Avustralya 'nın  Melbourne  kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesinden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlediler. Ne olduysa işte bu günden sonra oluverdi dünyada, kanlı günler başladı… Osmanlı Devleti  döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer  Selânik 'ti ve 1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar. 1912 yılında  İstanbul 'da ilk defa 1 Mayıs kutlaması gerçekleşti. 1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak "İşçi Bayramı" ilan edildi. 1924'te hükûmet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı. 1925'te çıkan Takrir-i Sükun Yasası, İşçi bayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu. 1935 yılında 1 Mayıs'a "Bahar ve Çiçek Bayramı" adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi. 1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması  Taksim 'de  Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu 'nun organizasyonu altında gerçekleşti. 1977 yılında  İstanbul   Taksim Meydanı 'nda yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Ancak, göstericilerin üzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34'ü, yaralanarak ve üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldü. 1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihe  Kanlı 1 Mayıs  olarak geçti.  Askeri darbe  hazırlığı olarak yapıldığı  Millî İstihbarat Teşkilatı  tarafından Başbakan  Süleyman Demirel 'e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı  Namık Kemal Ersun  derhal re'sen emekliye sevk edildi. 1978'de yüzbinlerce kişi tarafından  Taksim Meydanı 'nda kutlandı. 1979'da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul'da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbul sokaklarında yüzbinlere ulaşan rakamlarla korsan 1 Mayıs kutlandı. 1981'de  Millî Güvenlik Konseyi  1 Mayıs'ı resmi tatil günü olmaktan çıkardı. 1989'da trafik polisinin açtığı ateş sonucu işçi  Mehmet Akif Dalcı  yaşamını yitirdi. 1996'da Taksim Meydanı'nın yasaklı olduğu gerekçesiyle  Kadıköy 'de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatını kaybedince,  Kadıköy 'de büyük bir kitlesel isyan gerçekleşti. Bu olaydan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı. Ayrıca telsizinin sesini açık unutan bir sivil polisin göstericiler tarafından oldukça şiddetli bir şekilde dövülmesini  Star TV 'nin naklen duyurması ve bir başka yerde polislerin eğlenerek seyrettiği bir linç girişimini de naklen yayınlamasıyla hafızalara kazındı. 2006 yılında en geniş katılımın yaşandığı ilçe  Kadıköy  oldu. Çeşitli sendikalar ve gruplar saat 12:00 sularında Rıhtım Caddesi'ne yürüdü. Düzenlenen miting sonrası saat 16:00 sularında gruplar tamamen dağıldı. 2007 yılında 1 Mayıs'ı tekrar Taksim'de kutlayarak aynı zamanda 1977'de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 100'den fazla kişi yaralandı. Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700'e yakın gözaltı gerçekleşti.  İbrahim Sevindik  adındaki bir vatandaş hayatını kaybetti. 2008 Nisan'ında, 1 Mayıs'ın "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edildi. *** Evet, konu buydu şimdi ise işçi olsun olmasın herkes için bir bayram günü bugün… Bir tatil… Kimi piknikte, kimiyse evinde… Dışarıda olanlar var ya, bize gelmeyen hizmetlerle kızdığımız hizmetleri yapanlar… Mesela sular kesilince suların gelmesi için telefon açtığımızda belediyenin “çalışma var, sular şu saatte gelecek!” dendiğinde acaba kim çalışıyor? Yada elektrikler, doğalgaz, yollar, kaldırımlar, telefon hizmetleri… İnşaatlar, fabrikalar… Kullandığımız tüm eşyaların yapımı için uğraşanlar kimlerse sözüm onlaradır… İşte ben bu hizmetleri yapanların günlerini tebrik ederim, bu bayramlarında çalıştıklarını da hatırlatarak…