Fıkra bu ya baba; pazar sabahı, haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini alır ve bütün gün haftanın yoğunluğunu atıp evde oturacağını düşünür.

Tam bunları düşünürken küçük kızı koşarak gelir ve “Baba söz vermiştin, sinemaya gidecektik” der. Ama dışarıya çıkmak istemeyen babanın bir bahane uydurması gerekir. Bunları düşünürken gazetenin ek olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişir. Hemen dünya haritasını küçük parçalara ayırır ve kızına “Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim” der. “Ohh be kurtuldum, ben bile bu haritayı akşama kadar düzeltemem” diye düşünürken, kızı koşarak gelir ve “Baba haritayı düzelttim, artık gidebiliriz” der..

Baba gözlerine inanamaz ve bunu nasıl yaptığını sorar. Çocuk şu cevabı verir: “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. “İnsanı düzelttim, dünya da düzeldi.”

Dünyanın düzelmesi için insanın düzelmesi şarttır. Çünkü bütün bir kainat insan için yaratılmıştır.

“Seni aramam için beni uzağa attın,

Alemi benim, beni kendin için yarattın." N.Fazıl.

İnsan ise dünya üzerinde medeniyetler kurmak ve dünyayı yaşanır hale getirmek için yaratılmıştır. Diğer bütün yaratılanlar da insanın hizmetine verilmiştir. Bütün bunların sebebi insanın bir mana yüklendiği içindir. Onun misyonu vardır. O başıboş yaratılmamıştır,onun yer yüzündeki görevi mükemmel bir kul olabilmektir.

“İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?” (Kıyâmet Suresi 36. ayet)

“Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.”(Zâriyât Suresi 56. Ayet )

Yüzyıllarca Batıya dönüp ilerici ,çağdaş,modern bir nesil yetiştireceğiz diye, cani, hırsız, katil, anne ve babasını katleden,kadınlara gözünü kırpmadan tecavüz eden ve onları acımasızca öldüren daha sayılamayacak kadar suç işleyen nesiller yetiştirmek istedik ve sonuçta istediğimiz nesil türedi. Hadi şimdi ayıklayalım pirincin taşını. İsmet Özel’in dediği gibi “Bugün artık firavun yoktur, ama insanların firavunlaşmasına müsait bir sistemin kıskacı vardır. ...Millet fayda umarak yüzünü Batıya döndü. Ve bir daha güneş yüzü göremedi.”

Burada mesele şikayetlenmek değil çözüm üretmektir. Adalet sistemindeki sıkıntıları tespit edip acilen düzeltmek gerekmektedir. İnsanın olduğu yerde her şey olur. Suç da olur, bunun karşılığında ceza da olacaktır ve olmalıdır da.

Onu kendi haline bırakırsak her bir insan baş edilemez bir suç makinası haline dönüşür. Thomas Hobbes’in ifadesi ile “İnsan, insanın kurdu" olur ve kendi kendini içeriden kemirir yok eder. Kendi kendinin felaketi olur. “İnsan, insanın felaketidir." (Samet Bohrengi )

Fazla vakit kaybetmeden en kısa zamanda toplumda ciddi bir kaosa ve infiale dönüşmeden bir çözüm üretilmeli ve işlenen bütün suçlara gerekli cezalar verilmedir,hem de hepsine hak ettikleri şekilde. Geçmişte bizler mükemmel toplumlar var etmişiz. İnsanlığa örnek olmuşuz bu bizim için hayal değildir. Bunların kitaplarını yazmışız. Farabi’nin Medinetü’l Fâzılâ’-sı (İdeal Devleti) gibi.

“İnsan insanın yurdudur”. (Mustafa Kutlu)

Bir birimizin yurdu olmak kurdu olmamak arzusu ile...