AB bir harita yayınladı. Bu haritada burnumuzun dibine kadar olan kıyılar onların malı imiş gibi gösteriliyor. Evvelden eşkıyalar suç işler, sonunda dağlara çıkar sonra da haklarında ferman yayınlanırmış. Bunu duyan eşkıyalar şöyle dermiş: “Ferman padişahın ise dağlar bizimdir.”

Harita yayınlandı Türk yetkililer “Bizim için yok hükmündedir” diyerek bir karşı açıklamada bulundular. Gerçi On iki adalar konusunda gösterdiğimiz dirayetsizlik sonucunda elimizdeki ıslık çalsan duyulacak kadar yakınımızda bulunan adaları verdik, bunun neticesinde de böyle bir hakkı kendilerinde buluyorlar.

Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya başladılar .Adeta adalar bizim deyip sirtaki oynadı rakı içtiler. Sicim-oğlu’nun etekleri zil çalıyordu ,keyfinden dört köşe olmuştu.

Dün Akdeniz bir Türk gölü idi, boğazların hakimi bizdik bizim hükmümüz geçiyordu. Savaşta kazandık, masa başında kaybettik, Misâk-ı Millî sınırlarımızı dahi kaybeden biz olduk. Şimdi AB gelmiş buralar bize ait diye hafif yollu yoklamalar yapıyor. Avrupalının sağ gösterip sol vurmaya çalışması meşhurdur fakat unutulan bir şey var: O Türkiye eski Türkiye değildir, cin lambadan çıkmıştır, kendisine biçilen kıyafet artık dar gelmektedir. Gerçi yapılan yanlış şeyler epey fazladır .Biz bunları kendi içimizde hallederiz. Fakat söz konusu sınırlarımız olunca bütün dünyaya dur bakalım burası çıkmaz sokak demesini de biliriz. Tüm dünyanın aklının yetmediği burasıdır.

Besledikleri, büyüttükleri dört bir taraftan üzerimize saldıkları tüm terör örgütleri, PKK sı, FETÖ sü,DHKP-C si,YPG si ve içimizdeki daha bilmem niceleri bilmiyorlar ki bize diz çöktüremeyecekler,ezanımızı susturamayacaklar, bayrağımızı indiremeyeceklerdir. Tarih boyunca bu hep böyle olmuştur olmaya da devam edecektir.

Biz kimseye ne bir karış toprak ne de bir damla su veririz .Bunlar hamasi laflar değildir. Bizimle geçinmek isteyenler önce kendileri geçim ehli olacaklar. Kafalarının arkasında gizli ajandaları olmayacak, içten pazarlık kurmayacaklar. Şunu unutmayacaklar;

“Donanma, ordu yürürken muzafferen ileri,

Üzengi öpmeye hasretti garbın elçileri!”

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar

Medeniyet! dediğin tek dişi kalmış canavar . M.A.Ersoy