Süper ligin bitmesine az ama çok az kaldı, bitti bitecek derken artık son haftaya girildi.
Geçtiğimiz hafta sonu ligin “şampiyon” adaylarından olan iki güzide kulübümüz bir maç oynadı.
Her iki kulübümüzde yaptıkları mücadele ve oynadıkları futbolla zaten toplumun gözünde şampiyon edildiler.
Edildi, edilmesine de bir tanesi de sezon sonunda “resmiyette” şampiyon olacak.
Fakat, oynanan karşılaşmadan çok her iki takımının yöneticisi, futbolcuları ve teknik direktörlerinin yaptıkları açıklamalar gündeme oturdu.
Öyle bir açıklamalar yapıyorlar ki akıllara zarar!
Kulübü kelimelerle yönetmeye çalışan yöneticiler, camialarının dikkatini çekmek için anlamsız ve saçma sapan sözlerle tartışma ortamı hazırlıyorlar.
Bunda da sosyal medyayı kullanarak, çok başarılı oluyorlar.
Zemin, bu tarz yöneticiler ve açıklamaları için son derece müsait.
Bu insanlar, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Galatasaray Başkanı Dursun Özbek...
Büyük camiaların başkanları, yaptıkları açıklamalarla ve söylemelerle milyonları oluşturan kitleleri etkileyebiliyorlar.
Bunun farkında olmalılar!
Tabi buna futbolun “fanatizmini” de kattığımız zaman, çok ama çok büyük sıkıntılar ortaya çıkıyor.
Belki de “bir ailede” iki ayrı takımı tutan insanlar var.
Bu insanlar bile birbirlerine düşman olma noktasına geldi.
Yapılan açıklamalara kimsenin tahammülü kalmadı.
Taraftarların yaşamını meşgul eden sert yönetici demeçleri ortaya çıkmaya başladı.
Şu başkan şunu dedi. Bu bunu demeseydi gibi konulara ve yapılan söylemlere girmek istemiyorum.
Beğenmediğim bu açıklamaları ve sözleri köşeme taşımak bana yakışmaz.
Kısaca şunu ifade edeyim; Ağıza alınmayacak bu tarz sözler hiç yakışmıyor, başkanlara...
Futbolun “dili” bu değil!
Aslında futbol, hayatımızda bir ilişki yumağı oluşturuyor.
Ailemizle ve arkadaşlarımızla tatlı sataşmaları oluşturan bir spor.
Kazananın, kaybedeni kızdırdığı ve şakalaşmanın dozunda olduğu bir tartışma olmalı.
Verilen, doğru yada yanlış bir hakem kararının ardından yaptığımız tartışma dozunda bırakılmalı, feryada gerek yok.
Bir maçın ardından arkadaşlarımızı ve aile bireylerimizi döküp saçmaya hiç gerek yok.
Futbol bu, bir kazanan olduğu gibi bir de kaybedende olacak!
Maçların ardından yoğun bir gündem oluşturulması, doğal olarak yaşam tarzımızı da etkiliyor.
Öyle ki, bir maçta yenilmek “ayıp” noktasına kadar geldi.
Mağlup olan takımın taraftarları kendisini aşağılanmış ve dışlanmış hissediyor.
Hal bu ki, futbol bu değil!
Futbolun bir dili yani lisanı var.
Son oynanan derby maçın başında da sonunda da gördük ki, farklı bir “dil” kullanılmaya başlandı.
Bundan biran evvel vaz geçilmelidir.
Başkanlar, Ali koç ve Dursun Özbek’in çıkartmaları gereken bir ders var burada.
Bu dersi biran evvel çıkartmalılar.
Milyonları etkileyen söylemlerine “en azından” bundan sonra daha fazla dikkat etmeliler.
Yarın çok geç olmadan.
Kalın sağlıcakla...