Ülkemizde futbolseverlerin birçoğu artık sosyal medya hesabı kullanmaktalar. 

Kendi şahıslarına ait olan sosyal medyalarının dışında paralı ve zengin olan kulüp başkanlarının trollüğünü de yapan taraftarlar da yok değil. 

Kulüp idarecilerinin yanında yer alıp, sosyal medya üzerinden abuk-sabuk iddialar eşliğinde rakipleri olan başka bir takımı aşağılayarak ve küçük düşürerek üstünlüklerini kanıtlamak peşindeler. 

 Hatta, sosyal medya da yaptıkları paylaşımlarla bazı kulüplerin, teknik direktörlerin ve futbolcuların üzerinde baskı kurmaya çalışan futbolseverler mevcut. 

Neredeyse tüm futbolseverler, ortamın çürümüşlüğünden ve kokuşmuşluğundan dem vursa de hiçbir futbolsever tuttuğu takımın böyle bir ortamın parçası olduğunu kabul etmiyor. 

Her taraftar, tuttuğu takımın yaptıklarını görmezden gelip sürekli olarak rakipleri olan takımın açığını ve yanlışını arayıp bulup sosyal medyasında göz önüne getiriyor. 

Sosyal medya kanalıyla iki takım taraftarlarının birbirleri arasındaki spordan uzak yaptıkları paylaşımlarındaki mücadeleye de “şampiyonluk yarışı” deniyor. 

Tabiri caiz ise elinden gelen her türlü “çirkefliği yap” adına da şampiyonluk yolunda “her şey mübah” de, yersen!..  

Bu durum kimi kulüpler ve taraftarlar için gülünç olduğu kadar, aslında çok hazin bir durum. 

Halbuki, daha 1,5 yıl önce yaşadığımız büyük bir doğa afeti olan deprem felaketinde yaşadığımız acıları, kulüp rengi gözetmeksizin hep beraber yaraları sarmak için çaba sarf etmedik mi? 

Ülkemize ki tüm futbolseverler, hayatlarındaki saçma sapan çekişmeleri ve boş tartışmaları bir kenara bırakmamışmıydık? 

Bu tarz tartışmalardan kaynaklanan üzüntülerin ne kadar yersiz ve anlamsız olduğunu söylemiyormuyduk? 

Hatta, dostluğun ve kardeşliğin her şeyin önünde geldiğini dile getirip ifade etmiyormuyduk? 

Evet, ne yazık ki yaşadığımız kara günde söylediklerimizi hepimiz unuttuk. 

Yeniden, tüm kulüp taraftarlarının yani futbolseverlerin tekrar anlamsız ve boş tartışmalara geri döndüğünü görüyorum. 

Bana öyle geliyor ki, bazı kulüp başkanları ve yöneticiler futbolseverlerin “taraftarlık” üzerinden ayrımcılık yapmanın ne kadar anlamsız olduğunun fark edilmesini istemiyor. 

Aslına bakarsanız, bazı kulüplerin gerilimden beslendiklerini söyleyebiliriz. 

Gerilimden beslendikleri için de futbolda yaşanması hepimizin arzusu ve isteği olan “kardeşlik” işlerine gelmiyor.  

Öyle ki, sosyal medya üzerinden rakip takım taraftarlarına ağızlarının payını vermeyi kendisine görev belleyen ve rakip taraftarları aşağılayarak, onlara küfür ederek mutlu olmayı marifet sayan büyük bir kitle var… 

İşte bu nedenle sosyal medya üzerinden yapılan hakaretlerin cezasının çok ağır olması şart. 

Bende, Sivasspor Teknik Ditektörü Bülent Uygun’un önersini destkliyorum. 

İnsanlar “T.C. Kimlik Numarası” ile sosyal medya hesabı açabilmeliler. 

Böylelikle hakaret eden ve kötü niyetli sosyal medya kullanıcılarının önüne geçilmiş olur. 

Aksi takdir de yapanın yanına kar kalıyor. 

Böylelikle de kokuşmuş düzen, düzelmiyor. 

Kalın sağlıcakla...