Ekonomik olarak çalkantılı günler, aylar ve hatta yıllar geçiriyoruz.
Futbolseverler de bu ülkenin insanları ve onlarda ekonomiden kurdan sıkılmış bir izleyici kitlesi oldular.
Zaman zaman bende çok sıkılmıyorum değil, böyle bir ortamdan!
Neden mi?
Ülke futbolumuzda son yıllarda sürekli aynı konular, aynı hatalar ve yaşanan olayların karşılığında aynı önerilerle dolanıp duruyoruz.
Sonunda hiçbir çözüm bulmadan!
Ülkemizin futbolunu Dünya ve Avrupa’nın gözünde son yıllarda düşüren birçok neden var.
Hepimizin malumu, bunların bazıları son yıllarda yaşanan saha olayları.
Yaşadığımız bu tarz kötü olaylar, Dünya ve Avrupa futbolundaki imajımızı zedelemeye devam ediyor.
Ülkemizin insanları her ne kadar, kendi şehirlerinin takımını tutsalar da birçoğunun gönlünde ikinci bir takım olarak 3 büyükler diye tabir edilen Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş takımlarından biride yer almaktadır.
Bu yıl Süper Ligde çeşitli entrikalar ve akıl almaz olaylar yaşasak da futbolda da rekabet devam ediyor.
Bu sezon ligimizde olağanüstü bir heyecan ve rekabet var desem yanlış olmaz.
Fenerbahçe ve Galatasaray her ikisi de kurdukları kaliteli kadrolardan dolayı diğer takımlara büyük bir puan farkı attılar.
Aldıkları galibiyetlerin ve topladıkları puanların nasıl olduğuna dair spor kamuoyunda bir çok tartışma iddialar olsada bu takımlar şuan puan cetvelinde ilk ikide bulunuyorlar.
Fenerbahçe ve Galatasaray takımları son günlerde saha içi kadar, saha dışında da müthiş bir mücadele gösteriyorlar.
Fakat, saha içindeki mücadele kadar saha dışındaki yöneticilerin yaptıkları konuşmalarda hiç yabana atılır gibi değil.
Yapılan bu açıklamalardan, her iki takımın taraftarları da doğal olarak mutlaka etkileniyorlar.
Öyle ki, özellikle sosyal medya üzerinden herkes eteğindeki taşları bir bir dökmeye başladılar.
Futbol kamuoyu işi gücü bıraktı bu iki takımın arasında yaşanan düelloyu seyrediyor.
Seyrediyoruz seyretmesine ama, bir yerde de hata yaptığımızı düşünüyorum.
Futbola gönül vermiş gençlerimiz ve çocuklarımızda spor ahlakı ile bağdaşmayan bu kapışmayı hayretler içerinde takip ediyorlar.
Ben, gençlerimizin ve çocuklarımızın bu durumdan olumsuz yende etkilendiklerini düşünüyorum.
Öyle ki, taraftarlığı bir kenara bırakıp fanatizme kadar götürüyorlar takımlarına olan sevdalarını.
Fanatizmin ve holiganizmin geldiği son noktayı Trabzon’da oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında gördük.
Kendilerine taraftar dediğimiz, sahaya inip futbolu çirkinleştiren çok sayıda insanlar gördük!
Halbuki, hepimizin çocuklarımıza taraftarlığı öğretmesi gerekirken, yaşadığımız olaylara bak.
Yinede çocuğunu alıp, taraftar olmayı öğreten anne babalarda vardır, hiç kuşkusuz tribünlerde...
Onları tenzih ederim, hatta tebrik edip alkışlıyorum.
İşte çocuklarımızın futbol sevgisini çalan bu hırsızlara, kendisini taraftar sanan bu futbol holiganlarına ağır cezalar verilmeli.
Aksi halde, çocuklarımıza anlatacak futbol öykülerimiz kalmayacak!
Ben inanıyorum ki, bu yaşanan tatsız olaylara girmek istemiyorum, gerekli merciler gerekli kararları vereceklerdir.
Bence, futbolun içinde böyle olaylar artık yaşanmamalı.
Evet, ligimizde güzel ve çekişmeli karşılaşmalar oynanıyor.
Ligin zirvesinde bulunan her iki takımda müthiş bir mücadele gösteriyorlar.
İkiside yenilmiyor ve ikiside bu işi sonuna kadar baş başa götüreceğe benziyor.
Sonunda hak edenin şampiyon olduğu bir lig olması hepimizin dileği...
Kalın sağlıcakla...