Türkiye’nin kuruluşuyla ortaya çıkan iki temel toplumsal gerilimden biri muhafazakârların Kemalist din doktrini ile yüzleşmesi ve hesaplaşması diğeri ise Kürtlerin yine Kemalist Türklük tanımı ile yüzleşmesi ve hesaplaşması idi.
Hesaplaşma hem bir mahsuplaşma hem karşılıklı helalleşme hem normalleşme hem de ortak bir gelecek tasavvuru içerirse anlam ifade ediyor. Yoksa kapanmamış defterler kapaklarının tekrar açılacağı zamanı beklemeye devam ediyor.
Muhafazakârların yaşadığı süreç ortak bir gelecek tasavvuru kurma aşamasına kadar fena gitmedi aslında. Ancak sonunda temize çekilen kasa defterinde bu sefer alacaklıların borçlu, borçluların alacaklı olduğu yeni bir dengesizlik ortaya çıktı.
Makalenin devamını karar.com'dan okuyabilirsiniz.