Amatör sporcu olmak bir çiledir.
Ülkemizde ve doğal olarak da şehrimiz de “amatör sporla” uğraşan herkesim bunu bilir.
Sadece sporcu olmak mı?
Elbette hayır...
Amatör kulüplerde başkan olmak, yetkili olmak, teknik direktör olmak ve sporcu olmak, başlı başına bir fedakarlık ve özveri ister.
Eğer sporu seviyorsan ve de amatör bir spor dalıyla uğraşıyorsan, bir üçgen etrafında dönüp duracaksın!
Sabah okula gideceksin, okul çıkışı antrenmana gideceksin ve antrenman sonrası eve gideceksin.
Bu döngü belli bir süre devam edecek.
Tabi ki, sen artık zorluklara ve çileye alışmış olursun!
Bıkmadan ve usanmadan, yine de koşarsın “spor yapma sevdanın peşinden” daha çocukluk yıllarından.
Evet, hiç kolay değildir, amatör takımlarda sporcu olmak.
Peki yalnızca sporcu olmak mı?
Hayır tabi ki...
Amatör takımlarda başkan olmak, teknik direktör olmak ve yönetim kurullarında görev almakta başlı başına bir çiledir, aslına bakarsanız.
Kimi başkanlar, kulüplerini ayakta tutmak için “ne sıkıntılar” yaşarlar. Kimilerinin görmediği sıkıntıları!
Eskiden amatör kulüplerin en büyük sıkıntısı tesislerin az olmamasıydı. Günümüzde yapılan tesislerle bu sorun bir nebze olsun giderilmeye çalışıldı.
Yine de geçmişten gelen yatırım eksikliği nedeniyle günümüzde ne kadar yapılırsa yapılsın tesis açığını kapatmak çok zor.
Sivas’ta merkeze yakın yerlerde futbol sahası ve spor salonu azlığı, çocuklarımızın ve gençlerimizin spor yapmasını zorlaştırıyor.
Gençler ve çocuklar, spor faaliyetlerinde bulunmak için “4 Eylül Spor Vadisi’ne” gitmek zorunda kalıyorlar.
Amatörler için, şehir merkezinde bulunan stadyumun ve kapalı spor salonlarının yıkılmasının ardından çile iki katına çıktı.
Tüm faaliyetler, Gültepe mevkiinde yapılmaya başlandı.
Antrenmanların ve amatör müsabakaların Taha Akgül Spor Salonu ve Farabi Gençlik Merkezi’nde yapılmaya başlamasının ardından bazı sorunlarda gün yüzüne çıkmaya başladı.
Antrenmanların akşam saatlerinde yapılması ve otobüs seferlerinin 1-2 saat ara ile ve (Karşıyaka Mahallesi) tek yön olarak yapılması amatör spor ile uğraşan çocuklara zorluk yaşatıyor.
Antrenmanlara gitmek için ulaşımda başlı başına bir sorun!
Öyle ki; Şehir merkezinden uzak olan bu mevkiye “10-17 yaş arasında amatör spor yapma” hevesinde olan gençler antrenman öncesi ve sonrası otobüs bulmakta zorlandıklarını kendileriyle bire bir yaptığım sohbetlerde dile getirdiler.
İlk yapıldığı yıllarda bende kendi çocuğumu götürüyordum spor yapması için bu bölgeye, yani Taha Akgül Spor Salonu’na.
O yıllarda hiçbir otobüs ve toplu ulaşım yoktu. AVM için gelen otobüsleri kullanırdık.
Yalnız başına bir çocuğu göndermek mümkün değildi ve halende mümkün olmadığını düşünüyorum.
Bu bölgeye düzenli bir şekilde “gidiş-geliş” toplu ulaşım şart!
Eğlenceye yani AVM’ye her dakika otobüs bulunurken, spora neden bulunmasın...
Maddiyatta başlı başına bir sorun amatör kulüpler için.
Amatör kulüpler yaşadıkları maddi zorluklardan dolayı sporcuların lisans ücretlerini bile velilerden ister duruma geldiler.
Birçoğu sporcu malzemesi bile bulmakta zorlanıyor.
Bazı takımlar “tüm branşlarda” ve “yaş gruplarında” aynı forma ile maçlara çıkıyor.
Anlayacağınız, amatörün çilesi maddi olarak da manevi olarak da bitmiyor.
Böyle giderse bitmeyecekte.
Kalın sağlıcakla...