Haa,   aksi olmaz mı, olabilir tabi. Özellikle son iki üç seçimdir istediklerini alamayan kesimler, kendilerinin temsilcilerine kucak açan başka partilere yönelebilir, kızgınlıkla rakip partiye oy verebilir, hatta geçersiz rey kullanabilirler.  Siyasi tarihimiz böyle parçalı oy kullanım örnekleriyle doludur . Peki, insanları bu tür ikilemlerden kurtaracak tedbirler alınamaz mı? Alınamaz, demeyeceğim ama zor alınır.  Çünkü bu listelerde yer bulanlar; partilerine hizmet etmiş, il başkanlığı, belediye başkanlığı, belediye başkan vekilliği, yardımcılığı gibi üst görevlere getirilmiş kişilerdir ve kamuoyu önünde bulundukları için tanınan, bilinen, hatip kimselerdir.  Ya da üst düzey bürokratik görevlerde bulunmuş, partilerine hizmeti kadar maddi yardımları da olmuş iş insanları veyahut tanınmış sanatçı, sporcu gibi kişilerdir. Bu sürecin nihai hedefi, finali genellikle milletvekilliğidir. Çünkü; vekillik, bakanlığa göre çok daha kolay götürülebilecek bir hizmet işidir.                Sorun biraz da yukarıdaki kesimlerden oluşturulan bu listedir işte.  Bu kişilerden mürekkep bir liste o şehrin parti büyüğü, abisi konumunda olan ya da olanlar tarafından, genel merkezle istişare içerisinde, büyük oranda belirlenir ve kamuoyuna ilan edilir.  Bu süreçte bir de  temayül yoklaması  var ki bu husus biraz tartışmalıdır.  Çünkü bu temayül yoklaması halka değil, yine o partinin üyeleri arasında yapılır.  Oy kullananlar da parti içerisinde en samimi oldukları kişiler lehinde tercihte bulunurlar. Yani buradan çok da bir şey beklememek lazım.  "Eee peki ne yapalım, Efendi? Sen 5 kişilik bir liste yap bakalım hadi" diyenleri de duymaz değilim . " 1-2-3-4-5 hadi say bakalım, bak sayamıyorsun."  Haklı adam, sayamayız. Saydıklarımız da ilan edilenden farklı olamaz . Çünkü saydığımız isimler de sadece bizim listemiz, yani sayan adamın listesi olur.  Yani isimleri belirtenin listesi olur ve ilan edilenlerden çok daha fazla eleştirilir.    Bu sebepledir ki birinin listesi değil, toplumun kahir ekseriyetinin eyvallah edeceği liste olmalıdır.                 Bana da "hadi bir liste de sen yap" dendi, yapamadım ve de yapmak da istemedim.  Yapacağım listede soruyu sorana yer vermesem  "benim neyim eksik"  diyecek, yer versem  "bak sen de kendinle çeliştin, hatıra beni de listeye aldın"  diyecek. Tabi yapsam da yanlış olur, haksızlık olur. Siyasetin içinde olmayanın listesi de zaten sağlıklı olmaz. Biz de tanıdığımız bildiğimiz kişileri sayarız ki bu da bizi bir yere götürmez.  Demem o ki, öyle isimler bul ki; o şehrin sokaklarından ve de işin ehli ve de saygın ve de dolu ve de dürüst ve de dünyayı bilen, tarihi ve tarihini bilen, en az kemal yaşa erişmiş-erbain çıkarmış, proje-görüş-öneri-vizyon sahibi, hazır cevap, zeki, cesur, hoşgörülü, olaylara milli açıdan bakan, memleketin menfaatini her türlü menfaatin üstünde tutan, kararları istişare ile alan, siyaseti millete hizmetin bir aracı olarak gören, her türlü "izm'den öte durup "yerli" bir bakışa sahip, kim olduğunu, dünyaya geliş gayesini unutmayan, başkalarının dünyadaki cenneti için ahiretini cehenneme çevirmekten korkanlardan olsun...           İşte bu yüzden; sadece, onun-bunun, genel merkezin, bakanın-bakmayanın listesi değil; maddi çıkar beklentisi olmayanların oluşturduğu bir  "aksakallılar heyeti" tarafından halka da sorularak,  samimiyetle oluşturulmuş, belli kriterleri sağladığı için liyakati sorgulanmayan, kendisini belli alanlarda ispatlamış, insanların çoğunun haklarında müspet görüş bildirdiği, belli makamlara taşınarak değer kazandırılan değil, şahsının bulunduğu ortamlara değer kattığı kişileri belirleyip, bu heyetin; "gel vekilimiz ol" diye teklif götürdüğü kişilerden adaylar oluşturabilirse bu eleştiriler biter mi, bitmez tabi. Lakin en aza iner diye düşünüyorum.              Listelerde yer alan-alamayan tüm kıymetli aday adaylarına haklarında hayırlı olmasını temenni ederim. Biz bilmeyiz, ALLAH bilir. Memleketimiz için, birliğimiz, dirliğimiz için, Müslüman Türk Dünyasının selameti için en hayırlı sonuçların alınması niyazıyla…        Es-selam.