Fıkra buya vakti zamanında bir ülkede bir padişah ve veziri vüzerası varmış. Padişah ülke yönetiminde aşırı müsrif biriymiş. Hazine boşaldıkça etrafındakileri toplar ne vergisi getirelim diye danışır ona göre bir vergi uydururlarmış. Yine böyle bir vakitte sıkışmışlar ve vezirlerden biri “Padişahım ülkemizde kafası kel olan çoktur “kellik” vergisi koyalım” demiş öneri kabul edilmiş. Kellik vergisini koymuşlar.

Vatandaşlardan biri köyden yüklenmiş bir şeyler pazarın yolunu tutmuş. Bir tavuk satmış hemen başına görevli gelmiş ver şu kadar vergi demiş,adam ne vergisi demiş, aralarında itiş kakış o arada adamın kafasından şapka düşmüş vay sen birde keldin ver şu kadar da kellik vergisi demişler. Adam kara kara düşünmeye başlamış o arada da kendi kendine konuşmaya başlamış: “Bir tavuk sattık bir kuruş ona vergi, kafamız kel çıktı bir kuruşta ona vergi ben hanıma ne hesap vereceğim üç kuruşluk sipariş verdiydi” diye. Bunu duyan yetkili demek sen birde kılıbıksın öylemi ver bakalım birde kılıbık vergisi demişler. Vatandaşın elinden bütün parasını almışlar. Vatandaş eli boş geldiği gibi köyün yolunu söylene söylene tutmuş.

Bir yetkili çıkıyor “Halı ,kilim araba yıkıyorsunuz onun için Suya %38 kadar zam verdik diyor. Bir diğeri çıkıyor:Sivas Türkiye’de en ucuz ekmeği yiyor” diyor.

Siz biliyor musunuz? bu ülkede her gün sadece ekmek ,yanında çok ucuz zeytin, bulabilirse peynirle karnını doyuranlar var. Sizin galiba tuzunuz çok kuru. Memleketin gidişatından hiç haberiniz yok.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim Türkiye ve üzerine Almanya ,Fransa,Belçika ve Hollanda’yı gezmiş ve görmüş,Türkiye’de iki şehir hariç bütün şehirlerini ilçeleri ile dolaşmış ,ilk gidip gördüğü takip ettiği yerleri pazarları olmak üzere biri olarak diyebilirim ki dünyada böyle bir şehre rastlamak mümkün değildir galiba böyle bir şehir var mıdır, herhalde yoktur. Delikanlıca çıkın ve deyin ki biz şu şu zamları yapıyoruz anca böyle idare edebiliyoruz işinize geliyorsa deyin bizim de sesimiz soluğumuz çıkmaz. Siz bir umuttunuz ne yapalım 5 yıl sabırla bekleyeceğiz. Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur ve bu memleketin kumaşı budur. Karşınızda ki vatandaştır ,halktır bu zam vermek değil cezalandırmaktır. Bu insanlar size oy verdi bunun karşılığı bu olmamalıydı. Devlet adamı olmak ,sorumluluk taşımak,geceleri uyku uyuyamamak bu değildir. Halkı ciddiye almak, önemsemek bu değildir.

Bu millet verdiği yetkiyi verdiği gibi gerisin geri almayı da bilir. Çünkü bu halk feraset sahibidir ve aynı zamanda sabırla beklemeyi bilir, vakti zamanı geldiğinde ders vermeyi de bilir.

Eyvah! Bu bâzîçede bizler yine yandık,

Zira ki ziyân ortada, bilmem ne kazandık! (Ziya Paşa)