Hiç düşündük mü önce yarıştırılmaya, sonra yarışmaya ne zaman başladık? Doğum yapan bir anneye sorulur “bebek kaç kilo?” Memeyi kavramamızdan tutun, emeklememizden ayağa kalkıp yürümemizden, “bizimki ilk kelimelerini söylemeye başladı ya sizinki?” ilkokulda okumaya geçişteki süreç den... Anlatmakla biter mi bu sonu olmayan yarışın. Başarmamız lazımdı bir an önce. İstesek de istemesek de bitmek bilmeyen bu yarışın içindeydik. Hep bir koşturmaca... Yarıştırılmayı bıraktığımız an yarışmaya başladık çünkü bunu öğrenerek büyüdük. Yarışırken neler neler kaçırdık kim bilir ama öyle ya toplumda bir statü elde etmek için başarmamız şartı. Ve öyle kolayda ikna olmazlar senin başarılı olduğuna, en iyisini yap muhakkak irdeleyecek inceleyecek bir sebep bulurlar.
Başarılı olmak!
Kim için? Ne için?
Kim için? toplum için! Ne için? Toplumda en çok kabul gören mesele olduğu için.
Başarılı olmak!
Kim için? Ne için?
Kim için? Kendim için! Ne için? Kendim çok istediğim bir işi yapmak için?
İşte asıl mesele bu toplumun kabul gördüğü bir başarı sizi zaman zaman mutlu etse de her zaman mutlu etmeyecektir. Siz gerçek manada olmak istediğiniz yerde ve olmak istediğiniz şeyi yapıyorsanız başarı bu. Örnek veriyorum çok büyük bir fabrikada yöneticisiniz şayet olmak istediğiniz yerde iseniz evet bu sizin başarı öykünüzün bir kısmı. Ya da küçük bir bahçeniz var, domates topluyorsunuz en iyi şekilde ekip biçiyorsunuz başarı o zaman da bu. Toplum tarafından başarılı olmanın peşine düşersek, biz, biz olmaktan çıkar belirlenen bir başarıya talip oluruz. Biz toplumun belirlediği kalıptaki başarıya talip olursak, var sayalım istenilen seviyeye ulaşamadık bir yanımız mutsuz olmaya talip olacak. İdeallerimiz hedeflerimiz her zaman olmalı elbette ama şu idealimi gerçekleştirirsem başarılı olurum başarılı olursam mutlu olurum gibi bir inanışa sahipsek hiçbir zaman gerçek huzuru yakalayamayız.
Çünkü hedeflere her geçen gün yenileri eklenecek, basit bir örnek kırmızı gömlek sizin olunca kırmızı gömleğe sahip olmak size kendinizi başarılı hissettiriyorsa, mavi gömleği alma hissi içinize girince kendinizi başarısız hissedeceksiniz. Başarmış olma hissi hedeflerle gelen bir durum değil. Halihazırdaki içinde bulunduğun duruma kanaat etmek.
Kızılderili atasözü derki; ''Tabak yıkıyorsan tabak yıka!'' Tabak yıkıyorsan en güzel şekilde bu tabağı yıkamak. Senin olmayana, senin olup olmayacağını da tam bilmediğin bir mesele için hissizlik aleminin misafiri oluyorsan, bu seni hep huzursuz ve başarısız hissettirecek. Başaranlar mutlu olur mu bilmem ama mutlu olanlar zamanla istedikleri hedeflere başarı ile ulaşır. Hiç şüphesiz hem de bunu kendileri için yaparlar.
Bir daha ki yazıda buluşmak duası ile.