Âşık Veysel türkülerini seslendirmek için organize edilen, ‘Dostlar seni unutmadı’ ses yarışması, bana iki türküyü hatırlattı. Uzun ince bir yoldayım ve anlatmam derdimi dertsiz insana bu iki türkü beni uzaklara götürür. Her ruh başka bakar görür. Her insana, farklı duygular uyandırır türküler. Müzik ruhun gıdası, eskiler ruhun doyum noktası. Nerede şimdi Âşık Veysel gibi beste yapanlar? Öyle bir sanatçı ki Âşık Veysel aşık adını almış geçmişimiz, bugünümüz, yarınımız olmuş. Sanatta tarih yazmış bir ozandan bahsediyoruz… “Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece” Çocuktum, müzik derslerinde söylerdik bu türküyü. Bilmiyorsun tabi o zaman hayat bu evlat dediğini. Görüyorsun sonra dünya uzun görünen kısa bir yolculuk, bir sınav alemi. Yürüyorsun gecelerin gündüz, gündüzlerin geceye dönüştüğü o engebeli… Doğar, büyür, ölür derler insan için. Doğar, çabalar, ölür insan benden için. Yıllar büyütmez insanı. Gördükleri, yaşadıkları, verdiği onca çabası büyütür. Yaşa değil yaşanmışlığa saygı duyulmalı. Büyür insan içinde derdiyle büyür ve anlatmaz derdini dertsiz insana… “Dert çekmeyen dert kıymetin bilemez” Seni anlamayacak olana, kendini anlatmak zaman kaybıdır. Seni sen anla, derdinin içinde şifa ara. Şikâyetleriniz başımıza gelen en ufak olaydan ancak unuturuz, dünya keyif sürme anlaşmalı bir otel değildir. Mutlu olmak kadar üzülmenin bir duygu olduğunu bir türlü anlamayız. Üzüntü olmasaydı bilir miydik mutluluk nedir? Dert dünya derdi. Bugün var yarın yok. Bugün kendimize zulüm ettiğimiz, dert edindiğimiz konuları yarın hatırlamadığımız zaman bugünün kıymetini yarın anlayacağız. Bugün yaşadığımız sorunların arkasında güzel günler görünce anlayacağız, mutluluğa mutluluk demek için üzülmenin gerek olduğunu. Demek istemiyorum ki mutlu olmak için üzülmek gerekir. Derdin dermanı, derdin peşinden geliyor. Çivi çiviyi söker dedikleri gibi insan derdini derdi olana anlatır. Bir hastalığa yakalanıp, şifa bulunca sağlığın değerini bilmek, dert çektiğimizde derdin kıymetini bilmektir. Bir musibet bin nasihatten iyidir diye boşa mı demişler, tam burada Âşık Veysel “Derdim bana derman imiş bilmedim” diyor. İnsanın kendi içiyle savaşması, en zorlu iştir. Kendine yenilirse kaybeder. Sabır ile yol almalı derdin içinde derman aramalı, önce kendine inanmalıdır. Yaş gider, gençlik gider, hayat gider. Ölümün olduğu bir yaşamda hangi dert kalıcıdır? Hayat yemek gibidir ne katarsan sofranda bulursun. Bugünü yaşamazsanız, yaş olur 60 dökülür yaprak solar gülleriniz…