Amatör spor dendiği zaman, aklımıza “ilk gelen” çile! 

Kim ne derse desin, bu durum hiç değişmiyor. 

Ülkemizde birçok amatör spor dalı var. Fakat, hangi amatör spor dalı olursa olsun ayakta durması gün geçtikçe zorlaşıyor. 

Amatör sporun ayakta durması ve gelişmesi için, özverili insanların “çok” olması gerekiyor.

Öyle değil mi? 

Ülkemizde sporun gelişmesi ve tabana yayılması, amatör sporlara verilen destekle olur. Dünyadaki gelişmiş ülkelere baktığımda bunu daha net görüyorum.  

Amatördeki sporcuları güçlü olduğundan, başarı kendiliğinden geliyor. 

Bizde ise “çile” amatörde sporcu olmak! 

Sporcu olmak dışında da her yönüyle “çile” amatör sporla uğraşmak. 

Amatör takımlarda başkan olmak, teknik direktör olmak ve yönetim kurullarında görev almakta başlı başına bir çiledir, aslına bakarsanız.  

Bazı amatör kulüp başkanları, kulüplerini ayakta tutmak için “ne sıkıntılar” yaşarlar. Kimilerinin “görüp de” göremediği sıkıntıları!   

Geçmişte, amatör kulüplerin en büyük sıkıntısı tesislerin az olmasıydı. Günümüzde yapılan tesislerle bu sorun bir nebze olsun giderilmeye çalışıldı.   

Yine de geçmişten gelen “yatırım eksikliği” nedeniyle günümüzde ne kadar yapılırsa yapılsın, tesis açığını kapatmak çok zor.  

Sivas’ta ise “var olanlar” da yıkıldı! 

Sivas’ta merkeze yakın yerlerde futbol sahası ve spor salonu azlığı, çocuklarımızın ve gençlerimizin spor yapmasını zorlaştırıyor.  

Gençler ve çocuklar, amatör olarak spor faaliyetlerinde bulunmak için “4 Eylül Spor Vadisi’ne” gitmek zorundalar. 

Sivaslı amatör sporcular için, şehir merkezinde bulunan stadyumun, çevresindeki toprak sahaların ve kapalı spor salonunun yıkılmasının ardından “çile” iki katına çıktı.  

Antrenmanların ve amatör spor müsabakalarının Taha Akgül Spor Salonu ve Farabi Gençlik Merkezi’nde yapılmaya başlamasının ardından, bazı sorunlarda bir bir gün yüzüne çıkmaya başladı. 

Örnek verecek olursam, ulaşım!.. 

Antrenmanların akşam saatlerinde yapılması ve otobüs seferlerinin 1-2 saat ara ile (Karşıyaka Mahallesi) tek yön olarak yapılması, amatör spor ile uğraşan çocukların zorluk yaşamasına sebep oluyor.  

Öyle ki; Şehir merkezinden uzak olan bu mevkiye “10-17 yaş” arasında ki amatör spor yapma hevesinde olan gençler, antrenman öncesi ve sonrası otobüs bulmakta zorlandıklarını kendileriyle bire bir yaptığım sohbetlerde dile getirdiler.  

İlk yapıldığı yıllarda bende kendi çocuğumu götürüyordum spor yapması için bu bölgeye, yani Taha Akgül Spor Salonu’na.  

O yıllarda hiçbir otobüs ve toplu ulaşım yoktu. AVM için gelen otobüsleri kullanırdık.  

Yalnız başına bir çocuğu göndermek mümkün değildi ve halende mümkün olmadığını düşünüyorum.   

Bu bölgeye düzenli bir şekilde “gidiş-geliş” toplu ulaşım şart!  

Eğlenceye yani AVM’ye her dakika otobüs bulunurken, spora neden bulunmasın?  

Diğer bir sorun ise maddiyat... 

Amatör kulüpler, yaşadıkları maddi zorluklardan dolayı sporcuların “lisans ücretlerini” velilerden, ister duruma geldiler.   

Birçoğu sporcu malzemesi bile bulmakta zorlanıyor.  

Bazı amatör kulüpler “tüm branşlarda” ve “yaş gruplarında” aynı forma ile maçlara çıkıyorlar.   

Bu formalar bazı sporculara dar, bazı sporcular bol geliyor! 

İster istemez, ilginç ve komik bir sahne çıkıyor ortaya... 

Anlayacağınız, amatörün “çilesi” maddi olarak da manevi olarak da bitmiyor.  

Böyle giderse bitmeyecek de. 

Kalın sağlıcakla...