Türkiye’de geçmişinde bir “göç” hikâyesi olmayan aile herhalde pek azdır. Ne de olsa Rumeli ve Kafkaslardan gerçekleşen göç ve sürgünlerle bu topraklara gelenler nüfusun ciddi bir kısmını oluşturuyor. Ülkenin hemen her tarafında…

Buna rağmen ülkeyi yönetenler bu konuda ne kadar hassaslar, tartışılır.

Önce tarihi malûmatı hatırlatalım: Sadece 93 Harbi’nde Balkan coğrafyasından Anadolu’ya göç etmek zorunda kalanlar 1 milyon kişiydi. Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar katliamlardan kurtulmak için Rumeli’deki ata topraklarını terk etmeye mecbur kalan Müslüman ahalinin sayısı 4 milyon civarındadır.

Rumeli’de yaşananların benzeri Kafkaslarda da yaşandı. Rus işgaline ve katliamlara karşı sürdürülen destanî mücadele en sonunda İmam Şamil’in esir düşmesiyle sona ermiş, başta Çerkesler olmak üzere bölgenin Müslüman toplulukları anavatanlarını terk etmeye zorlanmışlardı.

21 Mayıs 1864’te başlayan “Büyük Sürgün” sırasında Osmanlı topraklarına doğru yola çıkan yaklaşık bir buçuk milyon kişiden ancak yarısı Anadolu’ya ulaşabilmiştir.

***

Köşe yazısının devamı karar.com'dan okuyabilirsiniz.