Türkiye’de futbol artık eskisi gibi bir heyecanı kalmadı, bu konuda herkes hemfikir. Önceden sabahtan akşama kadar herkesin dedikodusu futbol üzerine olurdu. Haftasonuna kadar süren rakipler arasındaki atışmalar, haftasonu sonuçlarla devam eder ve bu sonuçlar haftasonuna kadar değerlendirilirdi… Şimdi artık ülkemde futbol konuşulmuyor(du)… Sivasspor Sivas’ta bir dillendi, taraftar ilgiyi kesti, Avrupa başarısı konuşuldu, Ziraat Türkiye Kupası’nı bir daha alacak mı dendi, ligde kalıyoruz mu acaba kuşkusu söylendi durdu ve sonrasında susuldu… Avrupa’dan dolayı ülke puanına katkıda bulunduk ama seyirci yoktu, ilgi yoktu. Fiorentina ile karşılaştık, İtalya’da 1-0 yeniktik, Sivas’ta yeneriz belki dedik, yine ilgi yoktu, yenildik ve yenildiğimiz bu takım final maçı oynadı, biz oynayabilirdik, ilgi yoktu… Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanmıştık geçen sene, bu sene de alırız dedik, yarı finalde Fenerbahçe ile karşılaştık, ilgi yoktu, yenildik… Süper Lig’de Konyaspor karşısına çıkana kadar ligde kalır mıyız, düşer miyiz dedik… Yendik, bitime 1 hafta kala ligde kalmayı garantiledik, heyecan yok, seyirci yok, yönetim yok, Rıza hoca yok, zaten taraftar yok, ilgi desen inanın hiç yok!... *** Tam bu sırada seçim vardı, seçim heyecanı 14 Mayıs ile 28 Mayıs aralarında yurdu etkisi altına aldı, cumhur mu, millet mi derken verilen kararlar tam da bu futbolun heyecanının olmadığı anlara denk geldi, kazanan Cumhur oldu, ilgi vardı, katılım vardı, gündem vardı, coşku vardı… Halk zevkten vazgeçmiş, halk ilgi alanını siyasete yöneltmiş… Avrupa’da halk zevklerini, ilgilerini her alanda artırıp, siyasetten uzak dururken, Türkiye’de bu tablo bize neyi gösteriyor, düşünmek gerek diyorum… Özellikle seçim sonrasında zam furyalarının, dövizin ve altının çıkan fiyatlarına rağmen zevkler ve renkler de değişim nasıl oluyor derken “yenilen goller ve yenilen zamlar” arasındaki denklemde kalıyorum… Kurban hisse bedelinin 15 bin lirayı bulduğu güzel ülkemde… Çaya yapılan yüzde 43’lük zamla ‘kırmızı çizgimiz olan çay’ın tadı kaçarken… Dövizin dolarda 23’ü, euor’da 25’i, altın gramında 1400’ü geçtiği günlerin neyi beraberinde getireceği fikrini algılayamıyorsa… Yenilen goller sahada değil, piyasada da devam edecek demektir… Tam bu sırada “asgari ücret zammı” dillendiriliyor… İşçi sevinsin mi ağlasın mı bilemiyor… Zor güç girdiği bu işyerinde verilen zamla işten çıkartılacağı korkusunu inanın yaşayacak… Asgari ücret 8 bin 506 lira oldu ilk 6 ay… İyileştirme ile 11 bin 600 liraya çıkabileceği belirtiliyor… Bu rakam piyasaya göre yeter mi? Yetmeyeceği kesin… Peki işveren ne yapar acaba? Zaten işyerine kilit vurmayı düşünenlerin haddinin olmadığı bu günlerde işçiye yapılan bu zammı nasıl karşılayacak? İşveren ne yapabilecek? Zamlar ve goller arasında kalan bir toplum oluverdik… Gol şovlarına ilgiyi siyasete yönlendiren ve siyaseten ülkenin düzelmesini isteyen bu toplum, zam golleri ile şimdi uğraşıyor… Bir farkla: Golü hep vatandaş yiyor!...
KÖŞE YAZILARI
Yayınlanma: 27 Temmuz 2023 - 13:31
Zamlar ve goller arasında!
Türkiye’de futbol artık eskisi gibi bir heyecanı kalmadı, bu konuda herkes hemfikir
KÖŞE YAZILARI
27 Temmuz 2023 - 13:31