Üniversite düzeyinde eğitim alsam, halk edebiyatına ilişkin mezuniyet tezi hazırlasam da, bu alanda benin ilk okulum rahmetli Eflatun Cem Güney’in “Türk Halka Edebiyatı ve Folklor”u oldu. Teşvikçilerim ve yararlandıklarım arasında İbrahim Aslanoğlu, Tahir Kutsi Makal ve İhsan Hınçer gibi bu dala gönül ve ömür vermiş kişileri sayabilirim.
Üniversiteye başladığımda İstanbul Edebiyat Fakültesi’nde Halk Edebiyatı dersleri bulunmuyordu. Yalnız Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde yeni yeni başlamıştı. Bu boşluğu, alaydan yetişenler dolduruyordu.
Mehmet İhsan Hınçer’in yayınladığı “Türk Folklor Araştırmaları” dergisi, Tahir Kutsi’nin yayınladığı “Tarla Dergisi”, İbrahim Aslanoğlu’nun yayınladığı “Sivas Folkloru” ve “Türk Folkloru” dergileri elimden düşmezdi. Ankara ayağında, Nail Tan ve Hayrettin İvgin’den ilgi ve yardım gördüğümü söyleyebilirim.
Türk folkloru için bir okul görevi gören ve Halkbilimi çalışmalarına büyük katkı sağlayan, Türk FolklorAraştırmaları Dergisi, ben doğduktan bir buçuk yıl sonra, 1949 yılının Ağustos ayında yayına başlamış. İhsan Hınçer, dergiyi 31 yıl süre ile her ay aksatmadan yayınladı.
11 Kasım 1979 Pazar günü, saat 8’de 63 yaşında vefat etti. Ondan sonra Dergi iki ay daha yayınını sürdürebildi ve Ocak 1980’de İhsan Hınçer’in oğlu Bora Hınçer’in “Allahaısmarladık” başlıklı yazısı ile yayınına son verdi.
14 Mart 1916’da Konya’da, Übeyit Mahallesi’nde, doğdu. Babası M. Hulusi Bey, annesi Miyase Hanım’dı. Babasını altı, annesini on dokuz ve bir bacağını on yedi yaşında kaybetti. Öğretmen olan ablasının desteği ile hayata tutundu.
Ortaokuldan sonra ablasının tayini üzerine onunla İstanbul’a gitti. Kabataş Lisesinde başladığı okul dışı lise sınavlarını Konya’da tamamladı.
1940’ta İstanbul Belediyesinin çeşitli birimlerinde çalışmaya başladı. 1979 yılında otuz dokuz yıllık memuriyet hayatını bitirdi.
2 Ağustos 1942’de Kebire (Huriye) Hanım’la evlendi. Oğulları Bora 1943’te, Çora 1948’de, ikizleri Gürsel ve Nursel ise 1961’de dünyaya geldi.
Türk Folklor Araştırmaları, bütün Hınçer ailesinin görev aldığı bir dergi olmuştu.
O Türk kültürüne, 1944-1946 yılları arasında arkadaşlarıyla birlikte 19 sayı çıkardıkları
Folklor Postası dergisiyle adım atmıştı. Daha sonra Türk Folklor Araştırmaları dergisini Ağustos 1949’da kurdu. Bu dergi, 366 sayı, 8.906 sayfayı yayınlandı. Dergi, dünyanın ünlü kitaplıklarında yer alabildi.
Hınçer, gençliğinden başlayarak değişik gazete ve dergilerde, daha çok Konya konulu yazılar yayımladı. Aynı zamanda halk oyunları uzmanıydı. Her oyunun kıyafetinden figürlerine kadar hepsini yakından bilirdi.
Onun Konya ile ilgili İstanbul’daki başlıca faaliyetleri; Konya Yüksek Tahsil Okutma Derneğindeki görevleri, Mevlâna’yı anma törenleri ve Konya gecelerinin düzenlenmesi olarak anılabilir. Hınçer’in dönemlerinde Konya, İstanbul’da iki öğrenci yurduna sahip olmuştu.
O, ülkemizin önemli derneklerinde de üye olarak hizmette bulunmuştu. Türk Halkbilgisi Derneği, Türk Folklor Kurumu (başkan), Türk Dil Kurumu (denetçi), İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (yönetim kurulu üyesi) bunlardan bazılarıydı.
Dergiciliğinin yanında 1936 yılında Türklük Bir Yanardağdır, 1937 yılında Türk İsterse, yine 1937 İstiklalimin Menkıbesi ve 1938 yılında ise İnkılap Türkleri adlı şiir kitapları vardı. 1946 yılında Çoban Kızı isimli romanı yazmıştı.
Yakalandığı prostat kanserini yenemeyen ve uzun bir hastalık döneminden sonra vefat eden Hınçer, ölümünden iki gün sonra, 13 Kasım’da, Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.
Kaynak: İsatanbul Gazetesi