Dünyanın ilk yapay zeka güvenliği zirvesi İngiltere'de başlarken, uzmanlardan Türkiye ile ilgili de uyarı geldi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, Türkiye’nin yapay zeka güvenliği konusunda önlemler alması gerektiğini söyledi.
İngiltere'de yapay zekanın ekonomi, teknoloji ve savaş gibi durumlarda kontrol edilebilirliği üzerine görüşlerin konuşulacağı zirve ile birlikte zirveye katılan ülkelerin çeşitli önlemler alması bekleniyor.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, zirvenin önemli bir adım olduğuna dikkat çekti. ABD Başkanı Joe Biden’ın zirve öncesi yapay zeka risklerine ilişkin imzaladığı kararnamenin çok ciddi yankı uyandırdığını ifade eden Darıcı, “Bu anlamda Amerikan halkını yapay zekanın muhtemel risklerine karşı korumayı amaçlayan bir kararname. Aynı zamanda yapay zeka geliştiricilerinin yapmış oldukları güvenlik testleri ve sonuçlarına ilişkin hükümetin bilgilendirilmesini de içeriyor. Bu çok önemli bir gelişme. Çünkü küresel düzeyde bu anlamda atılan ilk adımlardan bir tanesi olmuş oldu. Amerika ve Avrupa’nın bu anlamda yapay zeka ile ilgili güvenlik risklerini hükümet olarak karşılama noktasında birbirleri ile yarışan bir durum da var diyebiliriz. Amerikan Başkanı Biden’ın ifadeleri bu noktada çok önemli. 'Normal bir hükümet gibi normal bir hızda biz davranamazdık. Bu anlamda bütün personelimizin yapay zeka konusundaki yeniliklere, teknolojilere ve yapay zekanın hızına kendilerini alıştırmaları gerektiriyor. Kendilerini bu anlamda yapay zeka ile ilgili bilgilerle donatmaları gerekiyor' şeklinde bir açıklaması oldu” dedi.
“Bunlar özellikle ilerleyen süreçte yakın tehdit ve savaş gibi durumlarda kendini gösteren durumlar. Özellikle İsrail-Filistin çatışmalarında gördüğümüz gibi sosyal medyada deepfake’e ilişkin birçok video yayınlanabiliyor ve bunlar kamuoyunu yanlış yönlendirebiliyor. Yapay zekanın sınırları, yapay zekanın riskleri, yapay zekanın toplumun nezdinde karşılığının ne olduğu, yapay zekanın gelecekte faydaları ve zararları noktasında özellikle gerek akademisyenlerin, gerek kamu sektöründe çalışanların, bürokratların, politikacıların ve karar vericilerin ciddi bir şekilde eğitim alması gerekiyor. Gazeteciler, televizyoncular ve medya çalışanları da aynı şekilde yapay zeka teknolojileri ile oluşturulmuş içeriklerin kendilerini yanıltabileceği noktasında mutlaka önlemlerini almaları gerekiyor. Kurumsal bazda bu tarzdaki uygulamaların nasıl bir teyit noktasına gidilebileceği açısından bir birim oluşturulabilir ve mutlaka uzman kişiler olmalı. Amerikan Başkanı Biden’ın imzalamış olduğu bu başkanlık emriyle ses, metin, görüntü üreten ve oluşturan yapay zeka uygulamalarına bir filigran eklenmesi de gündemde. Bu işaretler eklenerek bir içeriğin yapay zeka tarafından üretilip üretilmediği ortaya konulmuş olacak. Yapay zeka öyle bir ilerlemiş durumda ki ülkelerin altyapı internet üzerinden çalışan birçok yapısını da altüst edebilir endişesini hükümetler taşıyor. Bu noktada da özellikle Türkiye’de de çok ciddi önlemler alınmalı. Kamu personeli ve karar vericilerden başlamak üzere bir an önce önlemler alınmalı.”
"Birçok iş grubunun eğitilmesi gerekiyor"
Yapay zekanın Türkiye üzerinde olumsuz etkileri olmaması için erken önlem alınması gerektiğini ifade eden Darıcı, “Türkiye’de kamu sektörü açısından yapay zekanın ne olduğu, yapay zekanın riskleri, potansiyeli ve özellikle hem faydaları ve zararlarına ilişkin tüm kamu personelinin ve birçok farklı iş grubunun da eğitilmesi gerekiyor. Bu noktada özellikle yapay zekanın gelecekte Türk toplumu üzerinde oluşturabileceği zararları ve riskleri de karşılayabilmek adına şimdiden prokaktif önlemler alınması gerekiyor. Bu önlemler ileride özellikle hâlihazırda karşılaştığımız tüketici ile ilgili konularda, dolandırıcılık vakalarında ve daha uç noktalarda ülkenin savunma mekanizmaları ile ilgili konularda karşılık bulabilir. Özellikle savaş gibi durumlarda yapay zekanın farklı amaçlarda kullanımı, insanlar üzerinde toplumsal ve sosyolojik olarak da ciddi etkiler bırakabilir. Bu açıdan özellikle yapay zeka teknolojileri ile alakalı son süreçte en çok tartışılan konulardan bir tanesiydi. Özellikle görüntülerin yapay zekada sinir ağları kullanılarak işlenmesi, kişilerin aslında olmadıkları görüntülerin, olmadıkları karelerin ve imajların içerisinde yer almaları ve bunun farklı amaçlarla kullanılabiliyor olması birçok büyük riskleri de beraberinde getirebilir. Özellikle ülke liderlerinin görüntülerinin farklı videolar içerisinde yayılmaya başlaması ve infodemik bilginin hızla yayılarak toplumda etki oluşturması gibi durumlar söz konusu olabilir” ifadelerini kullandı.“Türkiye’de de çok ciddi önlemler alınmalı”
Yapay zekanın savaş gibi durumlarda yanlış yönlendirmelere sebep olabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Darıcı, şu ifadelere yer verdi:“Bunlar özellikle ilerleyen süreçte yakın tehdit ve savaş gibi durumlarda kendini gösteren durumlar. Özellikle İsrail-Filistin çatışmalarında gördüğümüz gibi sosyal medyada deepfake’e ilişkin birçok video yayınlanabiliyor ve bunlar kamuoyunu yanlış yönlendirebiliyor. Yapay zekanın sınırları, yapay zekanın riskleri, yapay zekanın toplumun nezdinde karşılığının ne olduğu, yapay zekanın gelecekte faydaları ve zararları noktasında özellikle gerek akademisyenlerin, gerek kamu sektöründe çalışanların, bürokratların, politikacıların ve karar vericilerin ciddi bir şekilde eğitim alması gerekiyor. Gazeteciler, televizyoncular ve medya çalışanları da aynı şekilde yapay zeka teknolojileri ile oluşturulmuş içeriklerin kendilerini yanıltabileceği noktasında mutlaka önlemlerini almaları gerekiyor. Kurumsal bazda bu tarzdaki uygulamaların nasıl bir teyit noktasına gidilebileceği açısından bir birim oluşturulabilir ve mutlaka uzman kişiler olmalı. Amerikan Başkanı Biden’ın imzalamış olduğu bu başkanlık emriyle ses, metin, görüntü üreten ve oluşturan yapay zeka uygulamalarına bir filigran eklenmesi de gündemde. Bu işaretler eklenerek bir içeriğin yapay zeka tarafından üretilip üretilmediği ortaya konulmuş olacak. Yapay zeka öyle bir ilerlemiş durumda ki ülkelerin altyapı internet üzerinden çalışan birçok yapısını da altüst edebilir endişesini hükümetler taşıyor. Bu noktada da özellikle Türkiye’de de çok ciddi önlemler alınmalı. Kamu personeli ve karar vericilerden başlamak üzere bir an önce önlemler alınmalı.”