Türk bilim insanı Doç. Dr. Selçuk Özdemir, yaptığı çalışma ile Demans ve ALS hastalarına teşhis aşamasında umut oldu. Çalışma tıp alanında önemli dergilerden biri olan Nature Medicine dergisinde yayımlandı.
FTD, ALS ve PSP, demans, davranışsal semptomlar, felç ve kas kaybı, hareket bozukluğu ve diğer ciddi bozukluklarla kendini gösteren, nörodejeneratif hastalıkların bir spektrumunu oluşturan bu hastalıklardan Almanya ve Türkiye'de 60 bin kadar kişinin etkilendiğinin tahmin edildiğini belirten Doç. Dr. Selçuk Özdemir, "Henüz bu hastalıkların hiçbirinin tedavisi yok. Mevcut yöntemlerle, beyin dokusunun incelenmesi gerektiğinden hastanın yaşamı boyunca bu hastalıkların moleküler patolojisine ilişkin kesin bir teşhise ulaşmak mümkün değil. Tedavilerin geliştirilmesi ve hastaların hastalıklarına göre sınıflandırılması için altta yatan patolojinin tanısı gerekiyor. Yalnızca bu tür bir sınıflandırma, hedefe yönelik ve dolayısıyla potansiyel olarak etkili hastalık değiştirici tedavilerin test edilmesine imkan tanıyor” şeklinde konuştu.
Tau ve TDP-43 proteinleri olarak adlandırılan proteinlerin ölçümüne dayanan yeni kan testinin, teşhis için belirleyici kanıtlar sağlayabilme imkanı sağladığını vurgulayan Özdemir, şöyle devam etti “Burada araştırılan “FTD'nin davranışsal varyantı için” özellikle bu kan testine ihtiyaç var. Bunun nedeni, FTD'nin en yaygın türünün semptomlarının beyindeki iki farklı patolojiye (yani anormal süreçlere) bağlı olabilmesidir ve bunlar genellikle yalnızca ölümden sonra doku analiz edilerek ayırt edilebilir. Yalnızca hastalığın genetik olduğu birkaç vakada DNA analizi hastanın yaşamı boyunca kesinlik sağlayabilir. Mevcut çalışmamız ile geliştirilen kan testi artık herhangi bir mutasyon olmasa bile hastanın yaşamı boyunca kesin tanının konulmasına imkan sağlıyor. Bu da, klinik deneylerde bu çeşitli FTD patolojilerine karşı yeni tedavilerin test edilmesi için bir ön şarttır”
FTD, ALS ve PSP, demans, davranışsal semptomlar, felç ve kas kaybı, hareket bozukluğu ve diğer ciddi bozukluklarla kendini gösteren, nörodejeneratif hastalıkların bir spektrumunu oluşturan bu hastalıklardan Almanya ve Türkiye'de 60 bin kadar kişinin etkilendiğinin tahmin edildiğini belirten Doç. Dr. Selçuk Özdemir, "Henüz bu hastalıkların hiçbirinin tedavisi yok. Mevcut yöntemlerle, beyin dokusunun incelenmesi gerektiğinden hastanın yaşamı boyunca bu hastalıkların moleküler patolojisine ilişkin kesin bir teşhise ulaşmak mümkün değil. Tedavilerin geliştirilmesi ve hastaların hastalıklarına göre sınıflandırılması için altta yatan patolojinin tanısı gerekiyor. Yalnızca bu tür bir sınıflandırma, hedefe yönelik ve dolayısıyla potansiyel olarak etkili hastalık değiştirici tedavilerin test edilmesine imkan tanıyor” şeklinde konuştu.