Türkiye'de il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2023 yılında %93 oldu.
Birazda bu demografik durumun sosyal hayatta ki sebep ve sonuçlarını inceleyelim
Bu verileri şu şekilde yorumlamak gerekir;
1- 1930 yıllarda nüfusun %93’ü köylerde yaşarken insanlar kendi ihtiyaçlarını, üç beş tavuk, bir iki tane küçükbaş veya büyükbaş hayvanı olan en azından kendi tükettiği yumurtasını, sütünü, peynirini, etini ve bunların türevi olan benzeri ürünleri üretirmiş. Yani üreten bir toplummuş.
2- 2023 yılı verilerine göre bu oran tam tersi olmuş, şehirlerde yaşayan nüfus %93 çıkarken, köylerde yaşayan nüfusun oranı %7’lere düşmüş. Bunun sonucu olarak en azından kendi ihtiyacını üreten köylü bir anda üretme alışkanlığını bırakıp tüketme alışkanlığını kazanmaya başlamış. Bir zamanlar ayıp karşılanan marketten yumurta almak doğal hale gelmiş. Yumurtayı süt takip etmiş, et geri kalır mı? Oda modaya ayak uydurmuş ve sonucunda tembelleşen, hazırcı, şehirlerin kargaşasında mutsuz bir yaşam süren GDO lu insanlar türemiş ve tüketim toplumu olmuşuz.
İnsanların köy hayatını terk etmesinin başlıca sebepleri;
1- Eğitim sistemi Ülkemizde de 2012 yılında 4+4+4 şeklinde belirtilen 12 yıllık bir zorunlu eğitim uygulaması hayata geçirilmiştir. Bunun sonucunda çoğu köylerde ki okullar kapanmış, taşımalı eğitim sistemine geçilmiştir. Bu nedenlerden dolayı bazı insanlar da kasabalara veya şehirlere yerleşmiştir. Eğitim sisteminde yapılan bu değişiklik, köylerden şehirlere olan göçte katalizör etkisi yapmıştır.
2- Tarım ve Hayvancılık ile uğraşan çiftçilerin yaşam standarttı yeteri kadar arttırılmamış, köylerde yaşayan insanlar, şehirlerde ki eğitim, istihdam, hastane ve ulaşım gibi yaşam kalitesini artıracak imkân ve olanakların peşine takılarak köy hayatını terk etmiş, şehir hayatını tercih etmiştir.
Tersine göç için yapılması gerekenler;
Ülke nüfusunun, ülkenin ekonomik kaynakları ile dengeli olması gerekir. Bu dengeyi sağlayan nüfusa, optimal nüfus denir. Yerel yönetimleri aşan bu durum için devlet politikaları geliştirilmeli beş-on yıllık eylem planlamaları yapılmalı. Mesela İstanbul da ki fabrikalar Anadolu’ya taşınmalı (Deprem açısından riskli olmayan yerlere)
İnsanların, eğitimi istihdamı hastane işleri ve ulaşım hizmetleri gibi yaşam kalitesini artıracak imkân ve olanaklar yaşamak istedikleri yerlerde hazır hale getirilmelidir
Sonuç olarak anlaşılıyor ki; hükümetler, sanayi, istihdam, işgücü ve tarım politikalarını yeniden gözden geçirmeli tersine göçü sağlayacak köyde kasabada kalmayı sağlayacak politikalar üretmelidir.