Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) 8’inci Türkiye Buluşmasına katılan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Artık Türkiye'nin ikinci aslında yeni, çağdaş, katılımcı, demokratik, kapsayıcı, milli bir Anayasa bir ihtiyaç olduğu ortadadır. Bu sadece siyasi bir talep değil, toplumsal bir ihtiyaçtır” dedi.
Memur-Sen yönetim kurulu üyelerini, bağlı sendikaların genel başkanlarını ve yönetim kurulu üyelerini, İl temsilcileri ve şube başkanlarını, Genç, Emekli, Kadın ve Engelli Komisyonlarının yöneticilerini bir araya getiren Memur-Sen 8’inci Büyük Türkiye Buluşması Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde gerçekleştirildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un katılımıyla düzenlenen programda, Memur-Sen’in çalışma hayatında yaptığı çalışmalar ve geleceği dair hedefleri ele alındı.
Burada bir açılış konuşması gerçekleştiren Kurtulmuş, Memur-Sen’in 8’inci Büyük Türkiye Buluşması’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, Uluslararası Emek Örgütü’nün 1’inci Olağan genel Kurulu’nu gerçekleştirdikleri için de Memur-Sen Konfederasyonu’nu tebrik etti.
Kurtulmuş, Türkiye’nin ve dünyanın çok önemli bir dönemden geçtiğini vurgulayarak, bu çerçevede Türkiye’nin önüne çok büyük hedefler koyması ve bunun için de gücünü azami derecede artırmasının şart olduğunu dile getirdi. Bu anlamda bürokrasinin ve kamu görevlilerinin ülkenin hedeflerini yerine getirmesi için hayati katkıları olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bu hedeflere ulaşabilmek hiç şüphesiz ki kamu organizasyonu içerisinde alın teliyle mücadele eden siz ve diğer bu konfederasyonun üyesi olmasa da mücadele eden değerli kamu görevlilerinin vazifesidir” diye konuştu.
Kurtulmuş, ülkenin hedeflerine ulaşabilmesi için memurlarda bulunması gereken niteliklerin olduğunu belirterek, bunlardan en önemlisinin liyakat ve ehliyet prensipleri içerisinde hareket edilmesi olduğunu aktardı.
Kamu bürokrasisinde yer alan memur ve bürokratların en temel özelliklerinden birisinin de millete sadakat olduğunu sözlerine ekleyen Kurtulmuş, “Ehliyet ve liyakat önemlidir, gereklidir ama ehliyet ve liyakatin milletin hayrına olmasının temin edilmesi için mutlaka millete sadakatin gerçekleşmesi gerekir. Yani kamu görevlisinin sadakati herhangi bir kuruma veya kişiye değil, bizzat milletin kendisine olmalıdır. Eğer sadakat başka merkezlerde olursa ne kadar nitelikli olursa olsunlar o kamu görevlisi milletin başına nasıl bela olduğunu biz FETÖ uygulamasıyla, FETÖ'nün devletin içine sızmasıyla gördük. Onların bir kısmı da liyakatli insanlardı. Onların da güzel güzel diplomaları, onların da iyi kariyerleri vardı. Ama sadakatleri millete değil, sözde bir örgüt liderine, kendisini bir şekilde o örgütün öncüsü zanneden o şarlatana sadakat gösteriyorlardı” açıklamasında bulundu.
Kurtulmuş, milli hedefler etrafında hareket eden kamu bürokrasisinin oluşabilmesi için her bir memurun ‘Ehliyet, liyakat, millete sadakat ve millete hizmetkar olmak’ olarak tanımladığı dört temel prensibe sahip olmasının gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin ikinci yüzyılında hedeflerinin yüksek olması gerektiğini söyleyerek, bu hedeflere bürokrasinin, kamu görevlilerinin, iş insanlarının ve sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere hep beraber kenetlenerek ulaşabileceklerini aktardı. Türkiye'nin güçlü bir Türkiye olabilmesi için kendi içerisinde demokrasisini güçlü bir hale getirmesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, “Demokratik kurum ve kuruluşlarının mükemmel manada işlediği, kamudaki görev yapan bütün devlet kurumlarının bir ahenk içerisinde hareket ettiği, herkesin yetki ve sorumluluklarının anayasadan aldığı güçle yerine getirildiği bir Türkiye'nin oluşması gerekiyor. Herkesin fikrine en açık bir şekilde söylediği ama fikrinin sınırlarının başkasının özgürlük alanlarını gasp ettiği noktada diktiğini de gayet iyi kavradığı çok güçlü bir sivil toplum kesiminin olması gerekir” diye konuştu.
Türkiye'nin toplumsal gelişmesinin önündeki engellerden birisinin de Anayasa’sının yeterli olmaması olduğunu belirten Kurtulmuş, yeni bir Anayasa yapmanın mecburiyet olduğunu söyledi. Kurtulmuş, “Artık Türkiye'nin ikinci aslında yeni, çağdaş, katılımcı, demokratik, kapsayıcı, milli bir Anayasa bir ihtiyaç olduğu ortadadır. Bu sadece siyasi bir talep değil, toplumsal bir ihtiyaçtır. Bu sadece şu ya da bu siyasi durumun söylediği bir hedef değil, bu 85 milyonun ortak hedefi olarak görülmesi gereken bir alandır. Bu çerçevede niye böyle bir demokratik anayasa çalışmasına ihtiyaç var? Çok açık söylüyorum. Mevcut anayasamız defalarca değiştirilmiş olmasına rağmen anayasanın üzerinde hala 1960 altmış darbesinin izleri olan altmış bir anayasasının kurgusu mevcuttur” değerlendirmesinde bulundu.
Anayasa değişikliğinin bir siyasi tartışma yapılmadan demokratik yollarla çözülmesi gerektiği vurgusunu da yapan Kurtulmuş, “Tabii ki işin doğru zeminde ve doğru yöntemlerle yönetilmesi ve yürütülmesini sağlayacak olan siyasettir. Bu anlamda Anayasa yapım sürecinin yegane ortamı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çatısıdır” dedi.
Kurtulmuş, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, araştırma merkezlerin, ve toplumda yeni bir Anayasa ilişkin sözüm var diyen herkesin harekete geçmesini ve herkesin fikirlerini paylaşması gerektiğini söyleyerek, bu çerçevede Memur-Sen’in de yeni Anayasa çalışmalarında çok kuvvetli bir destek vereceğinden emin olduğunu söyledi. İHA
Memur-Sen yönetim kurulu üyelerini, bağlı sendikaların genel başkanlarını ve yönetim kurulu üyelerini, İl temsilcileri ve şube başkanlarını, Genç, Emekli, Kadın ve Engelli Komisyonlarının yöneticilerini bir araya getiren Memur-Sen 8’inci Büyük Türkiye Buluşması Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde gerçekleştirildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un katılımıyla düzenlenen programda, Memur-Sen’in çalışma hayatında yaptığı çalışmalar ve geleceği dair hedefleri ele alındı.
Burada bir açılış konuşması gerçekleştiren Kurtulmuş, Memur-Sen’in 8’inci Büyük Türkiye Buluşması’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, Uluslararası Emek Örgütü’nün 1’inci Olağan genel Kurulu’nu gerçekleştirdikleri için de Memur-Sen Konfederasyonu’nu tebrik etti.
Kurtulmuş, Türkiye’nin ve dünyanın çok önemli bir dönemden geçtiğini vurgulayarak, bu çerçevede Türkiye’nin önüne çok büyük hedefler koyması ve bunun için de gücünü azami derecede artırmasının şart olduğunu dile getirdi. Bu anlamda bürokrasinin ve kamu görevlilerinin ülkenin hedeflerini yerine getirmesi için hayati katkıları olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bu hedeflere ulaşabilmek hiç şüphesiz ki kamu organizasyonu içerisinde alın teliyle mücadele eden siz ve diğer bu konfederasyonun üyesi olmasa da mücadele eden değerli kamu görevlilerinin vazifesidir” diye konuştu.
Kurtulmuş, ülkenin hedeflerine ulaşabilmesi için memurlarda bulunması gereken niteliklerin olduğunu belirterek, bunlardan en önemlisinin liyakat ve ehliyet prensipleri içerisinde hareket edilmesi olduğunu aktardı.
“Yani kamu görevlisinin sadakati herhangi bir kuruma veya kişiye değil, bizzat milletin kendisine olmalıdır”
Kamu bürokrasisinde yer alan memur ve bürokratların en temel özelliklerinden birisinin de millete sadakat olduğunu sözlerine ekleyen Kurtulmuş, “Ehliyet ve liyakat önemlidir, gereklidir ama ehliyet ve liyakatin milletin hayrına olmasının temin edilmesi için mutlaka millete sadakatin gerçekleşmesi gerekir. Yani kamu görevlisinin sadakati herhangi bir kuruma veya kişiye değil, bizzat milletin kendisine olmalıdır. Eğer sadakat başka merkezlerde olursa ne kadar nitelikli olursa olsunlar o kamu görevlisi milletin başına nasıl bela olduğunu biz FETÖ uygulamasıyla, FETÖ'nün devletin içine sızmasıyla gördük. Onların bir kısmı da liyakatli insanlardı. Onların da güzel güzel diplomaları, onların da iyi kariyerleri vardı. Ama sadakatleri millete değil, sözde bir örgüt liderine, kendisini bir şekilde o örgütün öncüsü zanneden o şarlatana sadakat gösteriyorlardı” açıklamasında bulundu.
Kurtulmuş, milli hedefler etrafında hareket eden kamu bürokrasisinin oluşabilmesi için her bir memurun ‘Ehliyet, liyakat, millete sadakat ve millete hizmetkar olmak’ olarak tanımladığı dört temel prensibe sahip olmasının gerektiğini ifade etti.
“Kurum ve kuruluşlarının mükemmel manada işlemesi lazım”
Türkiye’nin ikinci yüzyılında hedeflerinin yüksek olması gerektiğini söyleyerek, bu hedeflere bürokrasinin, kamu görevlilerinin, iş insanlarının ve sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere hep beraber kenetlenerek ulaşabileceklerini aktardı. Türkiye'nin güçlü bir Türkiye olabilmesi için kendi içerisinde demokrasisini güçlü bir hale getirmesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, “Demokratik kurum ve kuruluşlarının mükemmel manada işlediği, kamudaki görev yapan bütün devlet kurumlarının bir ahenk içerisinde hareket ettiği, herkesin yetki ve sorumluluklarının anayasadan aldığı güçle yerine getirildiği bir Türkiye'nin oluşması gerekiyor. Herkesin fikrine en açık bir şekilde söylediği ama fikrinin sınırlarının başkasının özgürlük alanlarını gasp ettiği noktada diktiğini de gayet iyi kavradığı çok güçlü bir sivil toplum kesiminin olması gerekir” diye konuştu.
“Katılımcı, demokratik, kapsayıcı, milli bir Anayasa ihtiyacı olduğu ortadadır”
Türkiye'nin toplumsal gelişmesinin önündeki engellerden birisinin de Anayasa’sının yeterli olmaması olduğunu belirten Kurtulmuş, yeni bir Anayasa yapmanın mecburiyet olduğunu söyledi. Kurtulmuş, “Artık Türkiye'nin ikinci aslında yeni, çağdaş, katılımcı, demokratik, kapsayıcı, milli bir Anayasa bir ihtiyaç olduğu ortadadır. Bu sadece siyasi bir talep değil, toplumsal bir ihtiyaçtır. Bu sadece şu ya da bu siyasi durumun söylediği bir hedef değil, bu 85 milyonun ortak hedefi olarak görülmesi gereken bir alandır. Bu çerçevede niye böyle bir demokratik anayasa çalışmasına ihtiyaç var? Çok açık söylüyorum. Mevcut anayasamız defalarca değiştirilmiş olmasına rağmen anayasanın üzerinde hala 1960 altmış darbesinin izleri olan altmış bir anayasasının kurgusu mevcuttur” değerlendirmesinde bulundu.
“Anayasa yapım sürecinin yegane ortamı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çatısıdır”
Kurtulmuş, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, araştırma merkezlerin, ve toplumda yeni bir Anayasa ilişkin sözüm var diyen herkesin harekete geçmesini ve herkesin fikirlerini paylaşması gerektiğini söyleyerek, bu çerçevede Memur-Sen’in de yeni Anayasa çalışmalarında çok kuvvetli bir destek vereceğinden emin olduğunu söyledi. İHA