Sivas'ın kalbinde yükselen sivas Kalesi, sadece bir yapıdan öte, şehrin tarihi ve kültürel kimliğinin simgesidir. Arkeolojik kazılar, kalenin temellerinin MÖ 2. binyıla kadar uzandığını ortaya koymuştur. Bu kadim kale, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve her birinden izler taşımıştır.
Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat, Moğol tehdidine karşı Sivas'ı korumak için surları onarmış ve bu onarımı anlatan kitabe günümüzde Sivas Müzesi'nde sergilenmektedir. Tamamen şehri kuşatan surların beş veya yedi kapısı olduğu bilinmektedir. Bu kapılar, Sivas'ın farklı yönlerine açılan pencereler gibi, şehrin tarihi boyunca önemli bir rol oynamıştır. Kayseri Kapısı, Dolap Kapı, Tokmak Kapı, Cancun Kapısı, Şalpur Kapısı, Bağdat Kapısı ve Tokat Kapısı gibi isimlerle anılan bu kapılar, kentin zengin geçmişinin izlerini taşır.
Sivas Kalesi, sadece tarihi bir anıt olmanın ötesinde, şehrin nefes alan bir parçasıdır. Sur duvarları boyunca uzanan yürüyüş parkurları, şehrin panoramik manzarasını sunarak ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatır. Kalenin içinde yer alan müzeler ve tarihi yapılar ise Sivas'ın geçmişine ışık tutar.
Sivas Kalesi, şehrin kimliğinin ve hafızasının korunmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu görkemli yapı, gelecek nesillere Sivas'ın kadim tarihi ve kültürel mirasını aktarmaya devam edecektir.
Melih Gezegen
Sivas Kalesi, şehrin kimliğinin ve hafızasının korunmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu görkemli yapı, gelecek nesillere Sivas'ın kadim tarihi ve kültürel mirasını aktarmaya devam edecektir.