Su’dan bahane!

Musa’nın anlamı sudan gelen, su seferiyle gelen manasındandır. Allah, su ile geleni Firavun’un kalbine indirdi ve ardından Firavun’u suda boğdu. Sudan gelene sudan gitti. Aman ya Rabbi! Ne büyük bir ders verir bize, her ayetin her cümlenin önemi ve verdiği dersi o kadar büyük ki…

Su, bir damla sudan yaratılan bizler ve her canlı su ile yaşamak zorunda. Tarihler medeniyetin ölçüsünü, kriterlerini su ile oluşturmuş ve ölçmüşlerdir. Yaşam alanları, yaşam şartlarını da zorlaştırmış. Mezopotamya’nın önemi ve bu ahvalde kapışmalar şu anda bile sürmekte. Bakmayın siz enerji kavgalarına, suyun kavgası daha yeni hızlanmaya başlayacak…

***

Kurulan köprüler suya verilen öneme dikkat çekmez mi? Hele hele kilometrelerce su kemerleri ve sarnıçlar, hem de devasa su sarnıçları… Yerebatan namıyla yürür İstanbul’da bu sarnıçlar. Binlerce yıllık su haznesinin vesikasıdır bu sarnıçlar.

Anadolu coğrafyası su zengini derler nihayetinde, ama gerçekler böyle mi? Su akar Türkler bakar derken, acaba bir övgü mü var, yoksa büyük bir yergi mi? Ne yazık ki suyun fakiriyiz! Tutmasını bilmiyoruz, tutsak da mevcut barajlar ileriye yönelik olarak kifayet etmiyor, takviyeye ihtiyaç duyuyor. Örnek mi?

Sivas 4 Eylül Barajı…

Yıllardır yetmeyen, yağmura muhtaç olan yüreğimiz gibi barajımızda ihtiyaç duyduğu yağışa kavuşamayınca ölüyor. Sonrasında ceğiz-cağız edebiyatları başlıyor. Pusat Barajı’ndan 4 Eylül Barajının besleneceği söylendi yıllarca. Sonrasında geçen sene yaşanan kuraklık ise barajdaki mil sularının evlere getirilmesine zemin hazırladı. Rengi, kokusu (tadabilen varsa tadı da iğrençtir) suya olan bakışımızı değiştirdi ama Belediyenin bu duruma yönelik açıklaması ne yazık ki beklendi, yapılmadı. Söylenen sadece “su sıkıntımız yok!” babından açıklamalar.

Ardından çamur gibi akan sular ardından bazı sektörler için karabasan günleri beraberinde getirdi. Evlerinde su arıtma cihazı bulunduranlar su filtrelerinin karardığını, garantisinin dolmaması nedeniyle haklı olarak filtrelerinin değiştirilmesini talep ettiler. Bir anda sayılar arttı ve arıtma cihazı satıcıları büyük zararlar yaşadıklarını belirttiler. Zararın ödenmesi taleplerini de tabii ki.

Eh, halk ise haklı olarak yönetime sesleniyor, “suyun az kullanımı için suya yüzde 25 zam yapan sayın Hilmi Bilgin! Konserlerden önce şu suyu çoğaltmanın ve kalitesini artırmanın derdine düşsene!”

Talep bu, istek bu…

Haksız bu halk diyebilene de aşk olsun…

Evet, bu sene umarım “Allah vermedi biz de veremedik!” denilmez.

Zira bu sene bereketliydi.

Bu sene sonrasında suyumuza bakacağız.

Sudan bahanelere bakmayacağız…