Sivasspor, ligin 15. haftasında kendi sahasında oynadığı maçta Galatasaray ile karşı karşıya geldi.
Karşılaşamaya teknik direktör Bülent Uygun son haftaların aksine 5’li defans anlayışla çıktı. Onu da oynayamadık zaten.
Kalede Dorde Nikoliç ile başlayan kırmızı beyazlı takımımız defansta ise genç Emirhan forma giydi.
Gençlere şans vermesini istediğimi herkes bilir. Ama Emirhan’ı ve Özkan’ı bu maçta oynatmak hataydı. Böyle maçlarda daha tecrübeli futbolculardan kurulu bir takım sahaya sürülmeliydi.
Stoper Radakoviç dışında mücadele eden yoktu diyebilirim. Ne Murat Paluli bildiğimiz Murat Paluli idi, ne de Kaptan Uğur tayfasını iyi yönetebildi sahada.
Defansımız, Galatasaray’ın her atağında adeta tel tel döküldü.
Orta sahamızda Charisis’inde son haftalardaki düşüşü devam edince, adeta yol geçen hanına döndü. Galatasaraylı futbolcular, ellerini kollarını sallayarak ceza alanımıza kadar indiler.
Sivasspor’dan başta Sonko olmak üzere hiçbir futbolcu maç boyunca Galatasaraylı oyunculara nere gidiyorsunuz demedi.
Sivas’ta havanın değil ama orta sahamızda Samuel’in yokluğunu iliklerimize kadar hissettik.
Sağ ve sol kanatlarımızı ise soyunma odasında bırakmış gibiydi takım.
Fode Koita daha önceki maçlarda yaptığı topu atıp uzun adımlarla ceza alanına indiği hareketlerin hiçbirini yapamadı. Savaşmadı bile Galatasaray defansıyla!
Diğer kanatta ise Gerry Roudrigues’in gol dışında bir olumlu hareketini göremedik. Bal yapmayan arı gibi sağa sola koşup durdu. Öyle ki bazen rakibine çalım atarken kendi topuna bile yetişemediği çırpınışları oldu.
Forvette ise Rey Manay bildiğimiz gibiydi. Rakip defansın stoperi Sanchez ile didişti durdu. Maç boyunca 3 güzel şut çekti Allah için hakkını yememek lazım. İkisi direkten dönerken, bir diğeri ise kullandığı serbest vuruşta kaleci Muslera kurtardı.
Sonradan oyuna giren futbolcularımız Alex, Özkan, Keita’nın olumlu hiçbir katkısı olmaz iken golcümüz Bekir Böke ise takımımızın ikinci golünü kaydetme başarısı gösterdi.
Şimdi buradan teknik direktörümüz Bülent Uygun’a bir kaç soru sormak istiyorum.
Genç futbolcular Emirhan ve Özkan’ın hazır olmadıkları her hallerinden belli neden bu maçta oynattın?
Alex, sakatlığının ardından neden bir türlü formunu bulamadı?
Maçın son dakikalarında gole ihtiyacımız var, kafa toplarında başarılı olan ve takımın şuan en çok gol atan futbolcusu Radakoviç’i neden oyundan aldın?
Hiçbir futbolcu amiyane tabirle neden rakibi ısırmıyor?
Bir oyun felsefemiz, neden yok?
Rakip uzatmalarla birlikte yaklaşık, (her iki yarıda 5 dakika uzatma verildi) 85 dakika 10 kişi oynadı. Maçta 1-0 öndeyiz ve rakip 10 kişi neden oyunu tutamıyoruz?
Kısacası, neden bu takım futbol oynamıyor Bülent hocam?
Kazansak da kaybetsek de bu sezon rahat bir maç izlemedik!
Sen profesyonelsin, taraftarla sezon başından beri neden didişiyorsun?
Her maçın ardından yaptığın basın toplantısında geçmişte yaşananları anlatıp duruyorsun...
Ben önceden şöyle yaptım, böyle yaptım!
Onların hepsi geride kaldı. Futbolda dün yok, bugün var!
Kendi sahanda 1-0 öndesin, rakibin 10 kişi kalmış ve maçı kazanamıyorsun. Başını ellerinin arasına al ve düşün!
Sen, sana yapılanların cevabını “taraftara” el kol mimik hareketleriyle vermeyeceksin!
Sahada takımına futbol oynatarak ve maçalarını kazanarak vermelisin.
Böyle kötü yakaladığımız, şu Galatasaray’ı eze eze yenmeliydik. Futbol, oynamadan kazandılar!
Çünkü Sivasspor, onlardan daha kötüydü.
Tüm takım, kendisine çeki düzen vermeli!
Yoksa ileriki haftalarda işimiz zor.
Sezonu bu futbolla bitiremeyiz.
Kalın sağlıcakla...